ANTALYA'da, kavga ettiği hamile ablası Kader Kübra Çiko'yu (20) ekmek bıçağıyla öldürdükten sonra bileklerini maket bıçağıyla kesen, ölmeyince de kendini iple tavana asarak intihar teşebbüsünde bulunan Asilhan Çiko (19) hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi. Davanın iddianamesinde, Çiko'nun ablasını öldürdükten sonra babasına hitaben, 'Keşke bir silahım olsaydı. Hem ben hem kardeşim daha az acı çekerdi. Onu vahşice öldürmek zorunda kaldım. Kader utansın. Hakkını helal et' ifadelerinin yer aldığı mektup yazdığı ortaya çıktı.
Olay, geçen yıl 13 Ağustos günü, Aksu ilçesine bağlı Güzelyurt Mahallesi'ndeki gecekonduda meydana geldi. Mustafa Çiko eşinden boşandıktan sonra velayetini aldığı kızı Kader Kübra ve oğlu Asilhan ile yaşamaya başladı. Yaklaşık 2 yıl önce psikolojik sorunlar yaşamaya başlayan kızı Kader Kübra Çiko'yu Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırdı. Genç kız tedavisinin ardından Antalya'daki babası ile erkek kardeşinin yanına döndü.
Kader Kübra Çiko, geçen yıl ise evi terk edip İstanbul'a gitti. Kısa süre sonra hamile kalan Kader'i babası, kabul etmedi. Bir kez daha ortadan kaybolan Kader, son olarak 13 Ağustos günü baba evine geldi. Ancak kardeşi Asilhan Çiko ile aralarında kavga çıktı. Kavga sırasında erkek kardeş, ablasını mutfaktan aldığı bıçakla 13 yerinden bıçakladıktan sonra boğazını keserek, öldürdü. Ardından maket bıçağıyla bileğini keserek, intihara kalkıştı. Ölmeyince de banyo tavanına iple kendisini astı. İpin kopması üzerine hayatta kalan Çiko, gözaltına alınıp, tutuklandı.
'KEŞKE SİLAHIM OLSAYDI'
Polisin evde yaptığı incelemede, Asilhan Çiko'nun babasına bıraktığı, "Keşke bir silahım olsaldı. Hem ben hem kardeşim daha az acı çekerdi. Onu vahşice öldürmek zorunda kaldım. Kader utansın. Hakkını helal et" yazılı mektup bulundu.
'ABLAMIN ÇEKİP GİTMESİ BABAMIN ZORUNA GİTTİ'
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, ağırlaştırılmış ömür boyu hapsi istenen Asilhan Çiko'nun ifadesine yer verildi. Çiko, ifadesinde ablasının Adem Tolunay Anadolu Lisesi'ni bitirdiğini, Isparta'da üniversite kazandığını ancak gitmeyerek evde ders çalıştığını anlattı. Babası ile kendisinin çalıştığını, kardeşinin evde yalnız kaldığını ve psikolojik sorunlar yaşamaya başladığını ifade eden Asilhan Çiko, “Önce Manisa'da hastaneye yatırdık. Ancak çıktığında ilaçlarını kullanmadı. Sonrasında babamın kendisine cinsel istismarda bulunduğunu iddia etti. Babam evden uzaklaştırma aldı. Ben de babamla birlikte evden ayrıldım. Bir süre sonra eve geri döndüğümüzde ablam kaçmıştı. Uzunca bir süre haber alamadık. Sonrasında halam, ablamın bir barda çalıştığını öğrenmiş. Babam ablamı kurtarmak için polise başvurdu. Ablam karakolda ifade verdikten sonra çekip, gitti. Bu durum babamın çok zoruna gitti" dedi.
'SANA NE, İSTEDİĞİMDEN HAMİLE KALIRIM'
Babasının bu olaydan sonra bir daha ablasını arayıp sormadığını kaydeden Asilhan Çiko, şunları söyledi:
“Olaydan yaklaşık bir ay önce babamı İstanbul'dan polis aradı. Ablamı parkta bulmuşlar ve durumu iyi değilmiş. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırıldığını ve hamile olduğunu söylediler. Babam doktorlarla telefonla konuşarak durumu hakkında bilgi aldı. Sonrasında amcam ve halam kardeşimi hastaneden çıkartarak, Antalya'ya gönderdi. Olay günü erken saatlerde uyandığımda, ablamı evin bahçesinde çekyatta yatarken gördüm. Ona 'Bu halin ne? İçeri geç yat' dedim. Ablam içeri girip, iki üç saat uyudu. Uyandığında onunla konuşmak istedim. 'Nereden geliyorsun?' dediğimde İstanbul'dan geldiğini söyledi. Neden geldiğini sorduğumda ise gidecek yeri olmadığını ifade etti. 'Neden evden kaçıp o barda çalıştın?' diye sorunca da bağırdı ve küfretti. Çocuğun kimden olduğunu sorduğumda da yine ağza alınmayacak küfürler ederek, 'Sana hesap mı vereceğim. Sana ne, istediğimden hamile kalırım. Sana mı soracağım?' dedi."
FALÇATAYLA KESTİ, İPLE ASTI
Bu sözler üzerine sinirlendiğini, sakinleşmek için bahçeye çıktığını anlatan Asilhan Çiko, "Sakinleştikten sonra tekrar eve girdim ve aynı soruları sakin bir şekilde tekrar sordum. Ablam bu kez sinirlendi ve elleri titremeye başladı. Bana saldırdı, nereden aldığını bilmediğim falçatayla beni boynumdan yaraladı. Kendimi korumak için mutfağa gittim ve bir bıçak aldım. Kendimi korumak için kaç kere vurduğumu hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde ablam evin girişinde kanepede yatıyordu. O an ablamı öldürdüğümü anladım. Kendime zarar vermek için ablamın kullandığı falçatayı alarak, banyoya girdim. Bileklerimi keserek ölmek istedim. Bir saat sonra, ölmeyince, banyonun tavanına ip astım ve intihar etmek istedim. Ancak ip koptu. İntiharı beceremeyince banyodan çıktım ve odama geçtim. Üzerimi değiştirdim. Falçatayla, ipi ve kanlı elbiseleri poşete koydum. Kanlı bıçağı yıkadıktan sonra mutfağa bıraktım. Babam eve geldiğinde ambulansı ve polisi aradı" dedi.
Davanın duruşması, önümüzdeki günlerde Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlanacak.