TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi, TÜBİTAK koordinasyonunda oluşturulan Türkiye Deprem Platformunun çalışmaları kapsamındaki ilk deniz araştırma seferi için İzmir Limanı’ndan ayrıldı.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) 30 Ekim 2020’de Ege Denizinde meydana gelen depremin ardından oluşturduğu ‘Türkiye Deprem Platformu’, çalışmalarına TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi’nin 1. Deniz Araştırma Seferiyle İzmir’den başladı. Gemiyi, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ile bilim insanları uğurladı.

Geminin limandan öncesinde açıklama yapan Bakan Yardımcısı Kacır, “Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleriyle Belirlenmesi Projesi” kapsamında farklı üniversitelerden araştırmacıların, sefere katıldığını söyledi.

Seferin 10 gün süreceğini kaydeden Kacır, özellikle Kuşadası bölgesindeki deprem faylarının araştırılacağını belirterek, projenin deprem alanında tümüyle milli imkanlarla gerçekleştirilen ilk deniz araştırma projesi niteliğini taşıdığını da vurguladı.

“2 yıla yakın bir süreyle bu çalışmaları sürdüreceğiz”

Türkiye’de depremlerin yoğun yaşandığına dikkati çeken Kacır, “TÜBİTAK’ta son dönemde yürüttüğümüz çalışmalarda ülkemizde aynı alanda çalışan farklı üniversitelerde görev yapan araştırmacıları bir arada desteklemeye gayret ediyoruz. Son örneklerini Covid-19 platformu kapsamında 20’ye yakın bilimsel araştırma projesinde, 500’e yakın araştırmacıyı bir araya getirerek gözlemlemiştik. Halihazırda Antarktika seferlerinde de farklı üniversitelerdeki bilim insanlarını bir araya getiriyoruz. Bu seferde de İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesinden araştırmacılarımız, AFAD ve Deniz Kuvvetlerimizin katkılarıyla bu araştırmayı gerçekleştirecekler” dedi.

Jeoloji, jeofizik ve su altı araştırmalarında çalışmalarını sürdüren bilim insanlarının bu çalışmayla bir araya geleceğini aktaran Kacır, “İnşallah bu sefer neticesinde elde edilecek bilimsel çıktılar, uluslararası platformlarda da paylaşılacak ve böylece ülkemizin bu alanlardaki yetkinliği tüm uluslararası platformlarda incelenme, gözlemlenme şansına sahip olacak. Bu seferin sonrasında da 2 yıla yakın bir süreyle bu çalışmaları sürdüreceğiz ve ülkemizin depreme hazırlık anlamındaki bilimsel çalışmalarına katkılar sunmaya devam ediyor olacağız” ifadelerini kullandı.

40 kişilik ekip görev yapacak

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da seferde gece gündüz hem Türk kara sularında hem de uluslararası sularda çalışmalar yapılacağını söyledi.

Depremlerin karadakini izlerinin iyi takip edildiğini ancak denizdeki izleriyle ilgili yeterli bilgiye sahip olunamadığını anlatan Mandal, projeyle istenilen düzeyde bilgiye sahip olmayı hedeflediklerini ifade etti.

Projede 40 kişinin görev aldığını aktaran Mandal, “Ülkemizin bu alandaki çalışmaları artık başka ülke kaynaklarından değil kendi ülkemizin üretmiş olduğu verilerle sağlanacak ve gelecekteki depremlere çok daha hazır olmamız için bilimsel temelli bir çalışma gerçekleşmiş olacak” diye konuştu.

Mandal, “Bu projede Yunanistan ile ortak bir çalışma olacak mı?” şeklindeki soru üzerine, “Bununla ilgili esasında, 30 Ekim’deki İzmir depremi sonrasında bu teklifi kendilerine götürdük. Dışişleri Bakanlığımız da bu konuda tüm katkıyı verdi ama pandemi süreci etkisi kapsamında ne yazık ki Yunanistan makamları bu konuda hızlı bir aksiyon alamadı. Biz bir iş birliğinin olmasını istedik, kendileri süreçten haberdar ama ne yazık ki yetişmediler. Yoksa bu gemide onların da olmasını istemiştik” dedi.

Kuşadası Körfezi’nin depremselliği aydınlatılacak

Projesi ile Kuşadası Körfezine karadan uzanan fayların karakterlerinin ve aktif tektonik özelliklerinin araştırılması için yüksek çözünürlüklü batimetrik ve jeofizik veri setlerinin toplanması, bu faylar üzerinde meydana gelmiş geçmiş depremlerin deniz tabanındaki jeolojik izlerinin tespit edilmesi için karot örneklerinin alınması hedefleniyor.

Birinci sefer sonucunda elde edilen verilerin değerlendirmesinden sonra daha kapsamlı ikinci sefer hazırlıklarına başlanacak. İlk seferde haritalanan fayların deprem üretme potansiyelleri, detaylı bir şekilde tespit edilecek, ikinci seferle Kuşadası Körfezi’nin depremselliği aydınlatılmış olacak.