Yazıma başlıktaki soruya cevap vererek başlayayım. Bursaspor sezona tamamıyla hazır değil. Hazırlık maçlarındaki görüntü gün geçtikçe daha iyiye gitse de “ilk hafta hazır olmuş oluruz” söylemi maalesef karşılık bulabilmiş değil.
Takımın yan toplardaki adam paylaşımı zaafı gözle görülür şekilde bir sıkıntı yaratıyor. Hemen hemen her hazırlık maçında bununla ilgili pozisyonlar verdik ve goller de yedik. Eskişehir maçında yenen gol bununla alakalı en somut örnek. Ayrıca ön alan baskısını uygulamada da bir takım eksikler var ki rakibin uzaklaştırmak için ileri vurduğu toplar dahi yerleşim sıkıntısından kaynaklı pozisyon olarak kalemize geri dönüyor. Sarıyer hazırlık maçında da bunu görmüştük. Eskişehir maçında ön alan baskısını uygulayan oyuncuların yaş ortalamasının 33 olması da farklı bir problem.
Geçen seneye göre fizik kalitesi daha yüksek bir takım olduğumuz su götürmez bir gerçek ama ön alan baskısında yerleşimden kaynaklı sorunlar yaşadığımızda topa daha çok sahip olsak da rakipten daha çok koşmak zorunda kalıyoruz. Çünkü oyuncular maalesef kaymaları ve yerleşimleri tam olarak oturtabilmiş değil. Ayrıca oynamaya çalıştığımız sistem her oyuncudan her bölge için verim bekleyen bir sistem ama mesela Tayfun Aydoğan savunmanın önünde hiçbir şekilde katkı veremiyor. Hatta zafiyet yaratıyor. Çünkü profili buna uygun değil.
Oynamaya çalıştığımız oyunda topa çok sahip oluyoruz fakat topu dolaştırdığımız bölge ekseriyetle 1 ve 2.bölgeler. Yani 3.bölge için yeterli top dolaşımını yapacak organizasyona henüz sahip değiliz. “Topa verimsiz sahip olmak” ile “topu doğru kullanmak” arasında ince bir çizgide sıkışmış durumdayız. Umarım bu noktadan daha efektif bir yere doğru geçiş yapacağız. Zira hocanın istediği ve tarif ettiği şey de tam olarak bu.
Dünkü maç özelinde konuşulacak pek bir şey yok zira karşımızda “takım” denebilecek bir oyuncu grubu yoktu. Geçmişe dair bir takım olayları düşünerek çıktığımız maç, tam da istediğimiz bir skor ile geride kalmış oldu.
Dikkatimi hem hazırlık maçları hem de dünkü maç özelinde çeken durumlardan biri de Sertaç Çam’ı kullanım şeklimiz. Sertaç Çam rakiple fazlaca birebir kalıyor ve bu onun verimini direk etkiliyor. Ona alan açıldığında çok daha faydalı olan bir oyuncu. Dünkü maçta verimsiz bir görüntü ortaya koyarken kendi kalitesinden kaynaklı yine kendiyle özdeşleşmiş bir gol atınca bu görüntü unutuldu ama kesinlikle doğru kullandığımızı düşünmüyorum. Geçen sene Sarıyer’de arkasında oynayan Serdar Cansu’nun çok hareketli olması ve sürekli bindirmesi yapması ona alan açıyor ve skor katkısı yapmasını kolaylaştırıyordu. Umarım onu da daha doğru kullanacağız.
*
Altyapıdan 3 oyuncunun Fenerbahçe’ye transfer olması ve ardından yapılan açıklamalar geride bıraktığımız hafta boyunca çok konuşulmuştu. Ben kendi adıma satılmalarında bir problem görmüyorum hatta sürdürülebilir bir ekonomi için kesinlikle böyle satışlar yapılmalı diye düşünüyorum. Fakat camiadan tepki gelince satılan oyuncular için “yetersizdiler” imajı çizmek çok garip. Verdiğimiz 3 oyuncu da milli oyuncuydu ve kendi yaş grupları için çok kıymetliydiler. 50 M TL civarı bir paradan bahsediliyor ve bu “yetersiz” 3 oyuncu için Fenerbahçe’nin bu parayı ödemeyi kabul ettiğine inanmamız bekleniyor. Ben kendi adıma “yetersiz” 3 oyuncu için 50 M TL aldık hikayesine değil de kulübün mali sürdürülebilirliği açısından sattık açıklamasına daha çok ikna olurdum. Satılmalarında hiçbir problem görmüyorum ama açıklamaları sıkıntılı buluyorum.
*
Önümüzdeki hafta çok daha iyi bir kadroya sahip ve oyun yapısı bize çok benzeyen 1461 Trabzon takımıyla oynayacağız. Kolay olmayacaktır ama rakibin de defoları bize benzer olduğu için bol gollü bir mücadele bekliyorum. Kendi sahamızda güzel bir açılışla lige gerçek anlamda başlamış olmayı diliyorum.