Karabük’ün Yenice ilçesinde yaşayan Astsubay Saadettin Karaman (44), 10 yıl önce hayalini kurduğu organik üretim için mesleğini bıraktı.

Yenice ilçesi Derebaşı Köyü’nde yaşayan 44 yaşındaki Saadettin Karaman 10 yıl önce hayalini kurduğu bahçede hibrit olmayan yerel organik tohumlarla ürünler yetiştirmek için askeriyeden emekli oldu. Türkiye’nin bir çok bölgesinden yerli tohum toplayan Karaman, topladığı yerli tohumları orman içinde oluşturduğu bahçede çoğaltmayı başardı. Organik ürünlerin çoğalması için çalışmalarını sürdüren Karaman’ın bahçesinde domates, biber, kavun, karpuz, patlıcan, salatalık, fasulye, çilek, biber, mısır, kivi, dut, armut gibi çok sayıda meyve ve sebze yetişiyor. Organik üretim işine hobi olarak başlayan Karaman’ın bahçesinde Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden ve yurt dışından getirttiği çok sayıda organik ürün yer alıyor. Ekim yaptığı yerde suyun olmaması üzerine internetten yaptığı araştırma sonucunda yaklaşık 6 tonluk su kapasiteli çukur açan Karaman, topladığı yağmur suları ile sulama ihtiyaçlarını karşılarken, güneş enerjisinden de elektrik üretimini sağlıyor.

“Hayalim hibrit olmayan ürünleri toplayabilmekti”

İHA muhabirine konuşan emekli Astsubay Saadettin Karaman, organik ürünleri yetiştirdiği bahçenin 10 yıl önce hayalini kurduğu bahçe olduğunu belirterek, “Çocukluğumuzda bayramlarda köylere çok gelirdik. Buraya gelmişliğin verdiği, doğaya olan aşk buradan başlıyor. Hayalimde böyle gerçekten doğal olan hibrit olmayan ürünleri toplayabilmekti. Bunu 10 yıllık bir sürecin içerisinde bu şekilde toplayarak kendi bahçemde kompozisyon oluşturmaya çalıştım. Aralarında tabi çok uzak yerlerden mesela salatalarımızı Kafkaslar bölgesinden 15 yıl önce bir ağabeyimizden alarak köyümüzde yaymaya çalıştık. Köylü de bu merakımı fark ettikten sonra buralara geliyorlar ve benden almaya çalışıyorlar. Bu şekilde tohumları köyümüzde yaymaya çalışıyoruz” dedi.

Türkiye’nin farklı bölgelerinden topladığı organik ürünler hakkında bilgi veren Karaman, “Bursa bölgesinden ahududu var. Yalova’dan getirdiğimiz şeftali ve nektarin var. Avrupa Bölgesi ve Amerika’da olan kırmızı armut diye bir meyve var. Onu da yeni diktik. Ordu’nun meşhur taflanı, karadutu da İzmir bölgesinde sera bölgelerinde buldum. Onun haricinde yıllarda köyümüzde yapılan mısır, fasulye, domates var. Karpuz ve kavunda mevcut, hepsinden deniyoruz yani” ifadelerini kullandı.

Organik üretimin kendi merakı olduğundan hobi olarak yaptığını ifade eden Karaman “Eğer ileri ki süreçte meraklısı olursa gelsinler burada görsünler. Yerinde burada pikniklerini yapıp gitsinler. İsterlerse tohumları elimizde olduğunca verip yaymaya çalışabiliriz. Bunun gibi insanlara sunumlar yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

“Yeter ki insanlar o geçmişin güzel tatlarını fark etsinler”

Karaman, yeni nesilin çok geride olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Fark ettim ki çok gerideler. Bizim en basit bildiğimiz meyveleri bilmediklerini fark ettim. Yani eğer meraklısı olursa ailelerde çocuklarında eksiklik olduğunu düşünenler olursa gelsinler ben burada elimden geldiğince hem meyveleri olduğun zaman tadabilirler hem de burada tarif edip tanıtabilirim. Yeter ki insanlar o geçmişin güzel tatlarını fark etsinler. Ben çocukluğumdaki domatesin tadını hiç unutamıyorum ve şuanda bunu burada yaşayabilmenin keyfini yaşıyorum. Yeni nesil de İnşallah bunları bir şekilde burada görerekten bu fırsatı değerlendirebilirler diye düşünüyorum.”

“Ana tema doğaldan şaşmamaya çalışmak”

“Burada ağaçlara bakabilmek için fidan olarak diktiğinizde sulamaya ihtiyacımız vardı” diyen Karaman şu ifadeleri kullandı: “O zamanlarda burada suyumuz yoktu. Ne yapabilirim diye internetten araştırma yaptım. Özellikle Akdeniz Bölgesinde yüksek yerlerde suyun olmadığı yerlerde yapmış olduğum havuz sisteminin daha büyüklerini gördüm. Onları biraz daha küçülterekten ihtiyacım kadar olan yağmur suyunu burada topluyorum. Topladıktan sonra ilk sürecinde damlama sulama, yetmediği zamanda da salma sulama şeklinde yapıyoruz. Ortam doğallığı ile konuşuyoruz ya elektriği de güneşten elden ederek yapıyoruz. Bu sene itibariyle sondajımızı da vurduk içme suyu anlamında. Aslında ana tema doğaldan şaşmamaya çalışmak.”

Karaman 10 yıllık hayalinin sadece fikri kısmında olduğunu belirterek, “Genelde babamla annem bu işi yaptılar. Tabi onların emeği olmasa bu hale gelmezdi kesinlikle. Ben araştırıp burada uygulamaya çalışıp, onlarda benden daha iyi bir şekilde uyguladılar” dedi.

“Doğanın, köyün beni çeken tarafına biraz yenik düştüm”

24 yıllık askerlik hayatı olduğunu ve askerlik hayatını tadında bırakarak noktaladığını söyleyen Karaman, “Tabi askerlik bambaşka bir şey. İnsanlara hizmet etmek inanılmaz güzel bir şey. Ben bunu gerçekten doruğunda yaşamış, alnımın akıyla işimi yapmış kişilerdenim. Artık doğanın, köyün beni çeken tarafına biraz yenik düştüm. Bu yenik düşmemden kaynaklı artık tadında bırakarak buralar gelip hayallerimi gerçekleştirmeye çalışıyorum. Bu hep içimde çocukluktan kalan bir şeydi, meraktı. Bu hiçbir zaman gitmedi. Meslek hayatım boyunca buralarla uğraşıyordum. Yine sık sık geliyordum. Askerlik hayatımı tadında bırakarak noktaladım. Bundan sonraki hayalim burada inanılmaz bir bahçe oluşturup insanların gerçekten örnek diyebileceği, geldiğinde kendi elleri ile domatesleri, salataları yada meyvelerden toplayabileceği yer olsun istiyorum” diye konuştu.