Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destekleriyle 105 yaşında hacca giden Fikriye Çam, Mersin’e döndü. Bu yaşta hacca gittiği için çok mutlu olan ve yüzü sürekli gülen Fikriye nine, hacdan Erdoğan’a hurma ve zemzem suyu getirdiğini belirterek, ölmeden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı görmek ve hediyelerini bizzat vermek istediğini söyledi.

Mersin’de kızıyla birlikte yaşayan Fikriye Çam, uzun yıllardır hayalini kurduğu hacca gitmenin mutluluğunu yaşıyor. 5 çocuğu, 24 torunu ve 20 de torun çocuğu bulunan 105 yaşındaki Fikriye ninenin

yüzü sürekli gülüyor ve Erdoğan’a teşekkür ederek dualar ediyor. Fikriye nine, ailenin en küçük üyesi torununun çocuğu 2 aylık Muhammet Sait kucağında, diğer torun çocukları etrafında mutluluk tablosu çiziyor.

Kızının evinde İHA’ya konuşan Fikriye nine, 105 yaşında hacca gittiği için çok mutlu olduğunu söyleyerek, “105 yıldır hacca gitmeyi bekliyordum. Hemen Tayyip Erdoğan beni hacca gönderdi. Tayyip Erdoğan’a çok dua ettim. Her zaman da dua ediyorum. Çok mutlu oldum. Her yeri gezdik, umre yaptık, her şey yaptık. Çok kolay geçti. Yine göndersinler yine giderim. Çocuklarım, torunlarım, onların çocukları sürekli geliyorlar, beni tebrik ediyorlar, beni öpüyorlar” dedi.

“Tayyip Erdoğan’ı görmeyi çok istiyorum”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok sevdiğini anlatan Fikriye Çam, “Allah onu kimseye muhtaç etmesin, Allah onu düşürmesin. Hükümet elinde kalsın. Onu çok da görmek istiyorum. Hacdan Tayyip Erdoğan’a hurma ve zemzem suyu getirdim. Hurma ve zemzem suyunu vermek için Tayyip Erdoğan’ı görmeyi çok istiyorum. Çok iyi yaptı. Çok memnun oldum, meşhur oldum. Hacda da, uçakta da herkes geldi elimi öptü, resim çekti. Çok mutlu oldum” diye konuştu.

“İlk duası Cumhurbaşkanımıza oldu”

Torun çocuğu Çiğdem Pekduran, ninesi Fikriye Çam’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük hayranı olduğunu söyledi. Geçen yıl Cumhurbaşkanı Mersin mitingine geldiğinde ninelerini görüştürdüklerini anlatan Pekduran, “Bu yıl da geldiğinde yine görüştürmek nasip oldu. Hacca gitmek ninemin hep hayalidir. Ama 100 yaşına gelmiş nasip olmamış. Cumhurbaşkanımızdan bir ricada bulundum ve ninemiz ölmeden önce bir kez Allah’ın beytini görmesini, nasip olmasını istediğimizi söyleyerek, ‘Bunun için yardımcı olur musunuz?’ dedim. ‘Nasıl götüreceksiniz? Çok yaşlı’ dedi. Ben eşlik edeceğim dedim. ‘O zaman sizden bir erkek isteyecekler’ deyince, eşim Halit Bey’in de eşlik edebileceğini söyledim. Sağ olsun hemen bakan beye talimat verdi. Ninemizin bütün işlemlerini yaptırdık ve Allah nasip etti Allah’ın beytine gittik” ifadelerini kullandı.

Ninesinin çok mutlu olduğunu dile getiren Pekduran, “Zaten sabırsızlıkla, isteyerek ve özlemle beklediği bir şeydi bu. Tabii ki haberin gelmesiyle çok sevindi. Oraya gittikten sonraki duyguları çok farklı. 105 yaşınıza kadar yaşıyorsunuz, bir hayaliniz var oraya gitmek, orayı tavaf ve umre yapmak. Orayı gördüğü zaman çok heyecanlandı. Bu heyecan ve sevinçle önce hastanelik oldu, bizi korkuttu ama şükür rabbim yardım etti. İlk duası da Cumhurbaşkanımıza oldu. Kendisine üç umre yaptırdık, tavafını yaptırdık. Allah devletimize zeval vermesin. Diyanet İşleri Başkanlığı, Medine ve Mekke’de de çok güzel çalışıyor. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Ali Erbaş ve tüm Diyanet çalışanlarına teşekkür ediyoruz. Her konuda bize çok yardımcı oldular. Sadece bize değil, oradaki tüm hacı adaylarına her türlü desteği verdiler. Hiçbir sıkıntı olmadan haccımızı yaptık, geldik” şeklinde konuştu.

“Ölmeden önceki son isteği Cumhurbaşkanımızı görmek ve getirdiği hurmaları vermek”

Fikriye ninenin ölmeden önceki tek isteğinin hacca gitmek olduğunu ve bu hayalini gerçekleştirdiğini ifade eden Pekduran, “Cumhurbaşkanımız bizi duyuyorsa, ölmeden önce şu anki son isteği de son bir kez daha sizi görmek; sizin için getirdiği hurmayı bizzat kendi elleriyle sizlere takdim etmek. İnşallah Cumhurbaşkanımız çağırır, kendi hediyesini kendi elleriyle vermeyi nasip eder” dedi.

Fikriye Çam’a eşlik eden Halit Pekduran da ninelerinin hacda kendilerini hiç yormadığını dile getirdi. Fikriye Çam’ın sağlığının şu an çok iyi olduğunu vurgulayan Pekduran, “Şu an 105 yaşında değil de 5 yaşında gibi. O kadar mutlu ki, 5 yaşındaki çocuğun sevinciyle aynı duyguları yaşıyor. Şükür Allah’a, Allah bu yaştan sonra nasip etti” dedi.