Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam ülkelerinin büyükelçileriyle iftar programında bir araya geldi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İslam ülkelerinin Ankara büyükelçileriyle iftar programında bir araya geldi. Büyükelçiler Geleneksel İftar Programı’nda Ali Erbaş eşiyle birlikte misafirlerini kapıda karşıladı. Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan program ezanın okunarak iftarın yapılmasıyla devam etti. İftar programında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Bizler, ilişkilerimizi kardeşlik ahlakı ve hukukuna göre oluşturarak bir vücudun azaları gibi birbirine duyarlı, bir binanın tuğlaları gibi birbirine bağlı ve bir tarağın dişleri gibi yan yana olmanın azmi ve gayreti içerisindeyiz. Oruç, bu inancı ve bilinci canlı tutan büyük bir imkân ve ibadettir. Zira bizlere kulluk bilincini, insani değerleri ve sorumluluklarımızı hatırlatan oruç ibadeti; dayanışma, paylaşma, tefekkür, nefis muhasebesi, sabır gibi değerlerle. Müslümanların kendilerini ve aralarındaki kardeşliği, yeniden imar ve inşa etmelerini sağlar” şeklinde konuştu.

“İslam coğrafyasında büyük bir hüzün ve hicran ile yaşanmaktadır”

İslam ümmeti olarak maalesef uzun zamandır Ramazanları coşkuyla, iftarları huzurla ve bayramları sevinçle yaşayamadıklarını belirten Erbaş, “İslam coğrafyasının pek çok yerinden, Gazze’den, Yemen’den, Doğu Türkistan’dan, Afrika’dan acı ve gözyaşı içerisinde feryatlar yükselmekte, kardeşlerimiz büyük bir hüzün ve hicran ile yaşamaktadır. İnsanlığın kadim şehri, selam yurdu ve İslam’ın ilk kıblesi Kudüs, barbarca bir işgal ile karşı karşıyadır. İnsanlığı, vicdanı, ahlakı, hukuku hiçe sayan gözü dönmüş azgın bir topluluk Kudüs’te tam bir vahşet uygulamaktadır. İnsanlığı utandıran bu zulmü yapan zorba zalimleri bir kez daha şiddetle telin ediyorum. Kudüs, Müslümanların ve insanlığın önünde bir vicdan, hukuk ve ahlak sınavıdır. Kudüs’ün izzeti çiğnenirken, insanların yaşama, inanç ve düşünce değerlerle Müslümanların kendilerini ve aralarındaki kardeşliği, yeniden imar ve inşa etmelerini sağlar. İslam ümmeti olarak maalesef uzun zamandır Ramazanlarımızı coşkuyla, iftarlarımızı huzurla ve bayramlarımızı sevinçle yaşayamıyoruz. Zira İslam coğrafyasının pek çok yerinden, Gazze’den, Yemen’den, Doğu Türkistan’dan, Afrika’dan acı ve gözyaşı içerisinde feryatlar yükselmekte, kardeşlerimiz büyük bir hüzün ve hicran ile yaşamaktadır. İnsanlığın kadim şehri, selam yurdu ve İslam’ın ilk kıblesi Kudüs, barbarca bir işgal ile karşı karşıyadır. İnsanlığı, vicdanı, ahlakı, hukuku hiçe sayan gözü dönmüş azgın bir topluluk Kudüs’te, tam bir vahşet uygulamaktadır. İnsanlığı utandıran bu zulmü yapan zorba zalimleri bir kez daha şiddetle telin ediyorum. Kudüs, Müslümanların ve insanlığın önünde bir vicdan, hukuk ve ahlak sınavıdır. Kudüs’ün izzeti çiğnenirken, insanların yaşama, inanç ve düşünce özgürlüğüne insafsızca müdahale edilirken, vahiyle kutsanan şehir her türlü zulme maruz kalırken duyarsız kalanlar; insanlık vicdanında ve tarihin önünde mahkûm, mahşerde Allah’ın huzurunda mahcup olacaklardır. İslam coğrafyasında etnik yapı, mezhep, meşrep ve ideoloji üzerinden, fitne, kargaşa ve kavga çıkarılarak İslâm dünyası telafisi zor süreçlere sürüklenmektedir” dedi.

“İslamofobi Müslümanlara yönelik topyekun bir düşmanlığa dönüşme potansiyeli taşımaktadır”

Din kisvesi altında dini değer ve kavramları süfli emellerine alet eden ve gerçekte hepsi birer proje ürünü olan terör örgütleri, fitne, tefrika ve kavga üretmekte, insafsız ve vicdansız uygulamalarla Müslümanların beldelerini kan ve gözyaşı diyarına çevirmekte olduğunu vurgulayan Erbaş, “İslamofobi endüstrisiyle oluşturulmaya çalışılan korku ve nefret, hem İslam’a hem de Müslümanlara yönelik topyekûn bir düşmanlığa dönüşme potansiyeli taşımaktadır. Aklı selim ile önlem alınmazsa, huzur ve güvenlik, birlik ve bütünlük açısından daha zor zamanların yaşanması endişesi de açıktır. Dolayısıyla aynı dinin, aynı medeniyetin, aynı coğrafyanın mensupları olarak, kendi aramızda, ümmet coğrafyasında ve bütün yeryüzünde İslam’ın adalet, ahlak ve merhamet ilkeleri ile bir arada yaşama hukukunu ve ahlakını, bireysel ve toplumsal barışı daha güçlü şekilde tesis etmeye mecburuz. Bunun için Müslümanlar kendi aralarında yaşadıkları sorunları, samimiyetle, gerçekçi, derinlikli, yapıcı ve ikna edici bir yöntemle, bütüncül bir bakış açısıyla ele alarak hep birlikle daha iyi bir geleceği inşa etmelidirler. Birlik ve beraberliğimizi zedeleyen, barış ve huzurumuzu bozan, fitne ve tefrikaya sebep olan, suçlayıcı, ötekileştirici her türlü söz, anlayış ve davranıştan bütün Müslümanlar özenle kaçınmalıdır. Malumunuz olduğu üzere, Başkanlık olarak pek çok misyon ile zaten yakın temas halindeyiz. Ancak mevcut ilişkileri daha da geliştirmek, muhatabımız olan kurum ve kuruluşlarla ilişkilerimizi daha üst seviyelere taşımak için siz saygıdeğer Büyükelçilerin özel ilgi ve alakası büyük bir öneme sahiptir. Sözlerimin sonunda, Ramazan ayının ülkelerimize, coğrafyamıza ve İslam âlemine barış, huzur, adalet ve merhamet getirmesini diliyor, başta Filistin’deki kardeşlerimiz olmak üzere bütün İslam dünyasının, yaşadığı acılardan, dertlerden, ıstıraplardan bir an evvel kurtularak huzurlu bayramlara kavuşmasını Rabbimizden niyaz ediyorum. Bu duygu ve düşüncelerle siz değerli Büyükelçilere hürmet ve muhabbetlerimi sunuyor, teşriflerinizden ötürü en kalbî şükranlarımı arz ediyorum. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun” şeklinde konuştu.

Programa Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanları, İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçisi ve eşi, Libya Devleti Büyükelçisi ve eşi, KKTC Büyükelçisi ve eşi, Dr. Ekrem Keleş, Nijer Cumhuriyeti Büyükelçisi, Suudi Arabistan Krallığı Büyükelçisi, Afganistan İslam Cumhuriyeti Büyükelçisi, Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi, Nijer Cumhuriyeti Büyükelçisi, Bosna Hersek Büyükelçisi, Dr. Selim Argun, Kazakistan Cumhuriyeti Büyükelçisi ve eşi, Kosova Cumhuriyeti Büyükelçisi ve eşi, Kırgız Cumhuriyeti Büyükelçisi ve eşi, Karadağ Büyükelçisi, Filistin Devleti Büyükelçisi, Prof. Dr. Ramazan Muslu, Arap Devletleri Ligi Ankara Temsilcisi, Nijerya Federal Cumhuriyeti Elçisi, Dr. Erdal Atalay, Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi, Tunus Cumhuriyeti Maslahatgüzarı, Tayland Krallığı Büyükelçisi, Kuveyt Devleti Büyükelçisi, Katar Devleti Büyükelçisi, Moritanya İslam Cumhuriyeti Büyükelçisi, Azerbaycan Cumhuriyeti Büyükelçisi, Sri Lanka büyükelçiliği ve eşi katıldı.