İNCELEME: SEMİH AYDIN

5 yıllık bir bekleyişin sonunda Amazon’un Güç Yüzükleri dizisini izleyip, ilk sezonunun sonuna geldik. Ama izlediğimiz dizi 5 yıllık bekleyişe değdi mi, işte orası meçhul.

Yaklaşık 2 yıl önce Orta Dünya’nın ilk çağından Valinor ve Valinor’un İki Ağacı’nın gözüktüğü bir görsel yayınlanmıştı sadece. Müthiş yükseltmişti bu görsel Orta Dünya sevenleri. Sonrasında yine derin bir sessizliğe gömüldü dizi ve bu yıl itibariyle  yeni görseller, teaserler ve dizinin konusuna dair bilgiler paylaşılmaya başlandı.

Dizinin Orta Dünya’nın ikinci çağında geçeceğini öğrendiğimizde Amazon’un kendine özgü hikayeler ve karakterler yazacağı bariz bir şekilde ortaya çıktı. J.R.R. Tolkien’in yazdığı kitaplar, hikayeler ve oğlu Christopher Tolkien’in toparladığı notları sayesinde yayınlanan kitaplarda bu çağa dair çok fazla hikaye yoktu. Aslında J.R.R. Tolkien, ikinci çağda yaşananları kronolojik bir şekilde ortaya koysa da Hobit ya da Yüzüklerin Efendisi’nde olduğu gibi geniş kapsamlı anlatımlar yoktu. Bu yüzden dizi yapımcıları ve senaristler özgür bir alan kalıyordu.

Dizide kitaplardan ve filmlerden tanıdığımız Galadriel, Celebrimbor, Gil Galad, Ar Pharozon, Isildur, Elrond, Durin ve Elendil gibi karakterler vardı. Bir taraftan da Halbrand, Meteor Adam gibi senaristlerin yazdığı orijinal karakterler de mevcuttu. Elbette senaristlerin yeni karakterler ve hikayeler yazması olağan bir durumdu.

En nihayetindeEylül başında dizinin ilk sezonun ilk iki bölümü birden yayınlandı. Sonunda 5 senelik bekleyiş bitmişti. Büyük bir hevesle televizyonun başına oturup, ilk iki bölümü art arda izledim. Sonrasında da her cuma yeni bölümleri izlemek için aynı hevesle televizyon başına oturduğumu söylemek isterdim ancak ne yazık ki öyle olmadı. Sanırım dizinin en güzel yanı, ilk sezonunun bitmesi oldu.

Peki nedir bana bunu düşündürten noktalar;

Eğer J.R.R. Tolkien’in yazdığı Orta Dünya’ya ucundan kıyısından biraz girmişseniz bu dizi size uygun değil. Yazarlar Tolkien’in hikayesinin neredeyse tamamen dışına çıkıp, hikayelerine kendilerine göre anlatmışlar.

Bir kitap uyarlaması yapmak, bunu başka bir medyum üzerinden izleyiciye sunmak zor ve bir anlamda tehlikeli bir iş. Peter Jackson, Yüzüklerin Efendisi üçlemesini beyaz perdeye aktarırken bunun altından başarılı bir şekilde kalkmıştı. O da yüzde 100 kitaba bağlı bir şekilde kalmasa da hikayeye ekledikleri ya da çıkardıkları hikayenin genel akışını bozmamış, aksine sinema açısından hikayeye katkı sağlamıştı. Ancak Güç Yüzükleri dizisinde Tolkien’in evreninde senaristler tanıdık simaları kullanarak, kendi hikayelerini yazmışlar. Bu eser sahibine, eseri sevenlere bir ihanettir.

Senaristler dizideki olayları anlatırken de bir neden-sonuç ilişkisine bağlı kalmadan, zaman mefhumundan kopuk, ulaşmak istedikleri noktaya varmak istemişler. Diziyi izlerken çoğu sahnenin hızla geçiştirildiğine şahit oluyorsunuz.

İsmi Güç Yüzükleri olan bir dizide güç yüzüklerinin 8 saati aşan bir maratonun son yarım saatinde birden bire ortaya çıkması bunun güzel bir örneği olabilir.

Bunun haricinde Tolkien’in yazdığı karakterlerin hakkının verilmemesi oldu. Ne yazık ki senaristler burada da sadece karakterlerin isimlerini ve ırklarını baz alarak kendilerine göre hikayeler anlatmaları oldu. Dizideki karakterle hiçbir şekilde bağ kurmanız mümkün değil. Dizide karakter gelişimleri de sıkıntılı.

Bir taraftan da senaristler politik doğruculuğu sonuna kadar kullanmışlar. Elbette eşitlik, çeşitlilik günümüz toplumlarında önemli kavramlar ve bunlara hepimiz saygı duyacağız. Ama bundan 100 yıl önce yaratılmış bir evrene günümüz politik kavramlarını eklemek biraz akıl dışı oluyor. Bu evreni yaratan usta bir yazardan daha iyi hikayeler yazabileceğini düşünmek de ahmakça bir hareket olmuş.

Aslında diziyi yerden yere vuracak birçok konu var anlatılacak ama dizi, özellikle benim gibi Orta Dünya sevenler için tam bir hayal kırıklığı olarak sonuçlandı.

Dizide hiç güzel bir şey yok mu derseniz, görsellerin harika olduğunu söyleyebilirim. Bu noktada sanat ekibi ayrı bir tebriği hak ediyor. Valinor’u, Lindon’u, Numenor’u, Khazad-Dum’u, Hüküm Dağı’nı görmek gerçekten harikaydı. Bu konuda dizi harika işler ortaya çıkarmış.

Umarım yeni sezonda dizi yapımcıları ilk sezonda yaptıkları hatalardan ders çıkararak, daha iyi bir şekilde geri dönerler. Bunun için 1,5 yıl daha bekleyeceğiz.

Bakalım bu kez beklediğimize değecek mi?