'56. Antalya Altın Portakal Film Festivali', 26 Ekim'deki görkemli açılışla başladı. Açılış gecesinde 'Onur Ödülleri'ne layık görülen, Yeşilçam'ın usta sanatçıları Ahmet Mekin ve Selma Güneri, festivalin ikinci gününde 'Öğle Sohbetleri'nde sanatseverle bir araya geldi. Deneyimlerini, sinemaya ilişkin görüşlerini aktaran sanatçı Ahmet Mekin, Selma Güneri'ye övgü yağdı. 'Selvi Boylum Al Yazmalım' filmine kadar jön karakteri oynadığını daha sonra ayakları sağlam basan karakteri canlandırmak istediğini belirten Ahmet Mekin, "'Selvi Boylum Al Yazmalım'da isabetli bir karar vermişim. Çok güzel, tüm insanları etkileyen bir hikayedir. O film, dünyada izleme rekoru kıran bir filmdir; çünkü 77'den bu yana vizyondan inmedi. Ana teması 'emek' ve kadının çok güzel olduğunu çizerek gösteren bir hikayedir. Son zamanları düşündüğüm zaman kadının çok güçlü bir imaj çizdiğini ve kadın hakları için son derece önemli bir filmdir" diye konuştu.
'SELMA, KENDİSİNİ İSPATLADI'
Ahmet Mekin, sinemada pek çok hedef olduğunu belirterek, "Biri yanımda oturan Selma Güneri'dir. Bunu genç yaşlarda da söylemişimdir. Hayrandım Selma'ya ve müthiş yeteneklidir. Fiziğiyle, beyniyle çok yetenekli biridir. Selma yeteneğiyle kendisini ispatladı" dedi.
Yeşilçam'ın 'hayat okulu' olduğunu aktaran Mekin, "Yeşilçam, fazla hizmet etmiştir bu ülkeye. İnsanlara güzel konuşmasını, insan gibi yaşamayı, yemek yemeyi, banyo, tuvalet eğitimini, insan yaşamından birçok katkıyı öğretti. Biz ders kitabı okumadık. Görsellerde filmlerde yansıttık" diye konuştu.
Dizi ve sinema filmleri hakkında görüşlerini aktaran Ahmet Mekin, "Günümüz dizilerinde iyi olan da var ticari olan da. Diziler sanat değil ticaret olarak yapılıyor. Filme harcadığınız parayı geri alamıyorsanız batıyorsunuz. Bu mantıkla yapılan filmler etki görmüyor. 5 sene önce 'Kayıp Şehir' dizisinde rol almıştım. Çok güzel, müthiş bir diziydi. Göç eden bir ailenin İstanbul'daki dramını anlatıyordu. Oradaki işleyiş çok iyiydi. Her kesimden insanı barındırıyordu. 26'ncı bölümde bıraktılar nedenini bilmiyorum" dedi. 
SELMA GÜNERİ: OYUNCULUK ŞİZOFRENİK BİR İŞ
Selma Güneri ise sinemaya çok küçük yaşlarda başladığını, ilk yılında 18 film çektiğini belirtti. Sinemanın kendisi için aşk olduğunu anlatan Güneri, sahnenin tozunu yuttuktan sonra kopamadığını kaydetti. Güneri, "Oyunculuk, ruhu yoran bir meslek. Psikolojik olarak dengeniz bozulabilir. Şizofrenik bir iş gibi. Oyunda Ayşe'yi canlandırıyorsunuz, kayıt sonrasında yine kendiniz oluyorsunuz çok farklı bir dünya" diye konuştu.
Sinema ve dizinin çok farklı olduğunu belirten Selma Güneri, sinemanın kalıcı iş olduğunu vurgulayarak, "Seyirci o filmi severse sizi unutmuyor. Diziler sabun köpüğü başlıyor; bittiniz, çabuk unuturlar. Oynadığınız karakterle anılırsınız. Dolaysıyla fark var. Dünden bugüne çok farklılaştı. Sinema o kadar gelişmiş ki çok önemli filmler izlerim, bireysel sorunlar var. Geniş kitleye ulaşan Nuri Bilge Ceylan gibi sanatçılar var. Bireysel olarak başarı kazanan Yılmaz Güney var. Fakat sesimizi dünyaya duyuramıyoruz" dedi.
OYUNCULARA ÖVGÜ
Bugünün oyuncuları hakkında görüşlerini aktaran Selma Güneri, "Çağan Irmak ve Nuri Bilge Ceylan'ın filmlerinde oynamak isterdim. Günümüz dizilerinden 'Kadın'ı beğeniyorum. Her bölüm sanki bir film gibi geliyor. Müthiş bir dizi. Özge Özpirinçci'nin oyunculuğunu çok beğeniyorum. Erkeklerde Kenan İmirzalıoğlu ve Kıvanç'ı beğeniyorum. Kıvanç, mankenliği dışında oyunculuğunu çok geliştirdi. Çok başarılı buluyorum" diye konuştu.