HABER: CÜNEYT ALKIŞ

KAMERA: SERHAT HALLAÇ

2016’da başlayan ve pandemiyle sayısı artan dijital platformlar, günümüzde film ve dizi izleme kültürü içerisinde önemli bir yer tutmaya başladı. Sinema sanatı ve bileşenleri üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri olan bu durumu, Bursa Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Ali Sait Liman değerlendirdi. Süreci, televizyonun çıktığı ilk zamanlara benzeten Liman, “Tarihe baktığımızda sinema-televizyon arasındaki etkileşime benzer bir etkileşim olduğunu söylemek mümkün. Televizyon çıktığında sinema ve televizyon arasında bir rekabet yaşanmıştı. Ama zamanla arada bir iletişim kuruldu. Aynı şeyi dijital platformlarla sinema arasında düşünmek her iki tarafın da menfaatine olacaktır” dedi.

Pandeminin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sinemayı özellikle de sinema salonlarını çok etkilediğini söyleyen Liman, “2017 yılına bakıldığında tüm zamanların rekorları olarak ifade edilen 71 milyon gibi yıllık seyirci rakamlarına ulaşılmıştı. Pandemi dönemi olan 2020 ve 2021 yıllarına bakıldığında bu rakamın 10 milyonlara düştüğünü görüyoruz. Bu da pandeminin çok yıkıcı bir etkisi olduğunu gösteriyor. 2022 yılında 36 milyon seyirce ulaşılmış. Pandemi dönemine göre yüksek, pandemi öncesine göre de düşük bir rakam. Toparlanma var” dedi.

DİJİTAL PLATFORMLAR BAĞIMSIZ SİNEMAYA ALAN AÇTI

Türkiye’de 2016’da başlayan pandemide yaygınlaşan dijital platformların sektöre hem olumlu hem de olumsuz etkisi olduğunu söyleyen Liman, “Dijital platformların sahneye çıkması bir taraftan sektördeki emekçilerin işsiz kalmasını engellerken, diğer taraftan izleyicinin evde sinema izleme alışkanlığını pekiştirdi. Dijital platformlar, sinema sektöründe mevcut iş akış modelini de değişikliğe uğrattı. Dijital platformların devreye girmesiyle sinema gösterim tekeli sadece salonların elinde kalmadı. Son dönemde özellikle hem eşzamanlı hem de sadece dijital platformlarda yayınlanan filmler görmeye başladık. Bu filmler de geçmişte çok seyirci çeken yönetmen ve oyuncuların filmleri. Öte taraftan art house filmler çeken yönetmenler, önceki dönemde mevcut sinema dağıtım ağı yüzünden yeterli salon bulamayıp filmlerini gösterime sokamıyordu. Dijital platformlar sayesinde yer bulmaya, seyirciyle buluşmaya başladı” dedi.

SEYİRCİ SİNEMADAN VAZGEÇMEZ

Liman sözlerini şöyle sürdürdü: “Filmlerin sinemada gösterilmesine eş zamanlı olarak bu platformlarda gösterilmesi, sinemanın seyirci kaybı ile ilişkilendirilebilir. Ama son tahlilde bakıldığında seyircinin sinemadan vazgeçmeyeceğini söyleyebiliriz. Nitekim pandemi sonrası dönemdeki verilere baktığımızda pandemi öncesi dönemin rakamlarına yaklaşıldığını görebiliyoruz. Zaten uzun dönemde dijital platformların, sinema salonlarının kapanmasına yol açabilecek denli seyirciyi salonlardan çekip uzaklaştırabileceğini söylemek mevcut verilere göre mümkün değil. Bir maçı evde izlemekle stadyumda izlemek arasındaki fark gibidir sinemada film izlemekle ekran başında film izlemek. Sinema salonlarının eğlence ev sosyalleşme anlamında da bir etkisi olduğundan varlığını sürdürdüğünü ev sürdüreceğini söylemek mümkün.

BAZI DİJİTAL PLATFORMLAR UZUN DÖNEMDE KALICI OLAMAYACAK

Dijital platformlarda içeriklerin çabuk tüketilmesinin kapitalist üretim sisteminin de mantığıyla uyumlu bir şey olduğunu ifade eden Liman, sözlerini şöyle noktaladı: “O yüzden tüm dijital platformların uzun dönemde kalıcı olacağını söylemek de mümkün değil. Tarihe baktığımızda sinema-televizyon arasındaki etkileşime benzer bir etkileşimin sinema-dijital platformlar arasında da olduğunu söylemek mümkün. Televizyon çıktığında sinema ve televizyon arasında bir rekabet yaşanmıştı. Ama zamanla arada bir iletişim kuruldu ve TV filmi diye bir şey de çıktı. Ve televizyon ile sinema arasındaki rekabet çok azaldı. Aynı şeyi dijital platformlarla sinema arasında düşünmek her iki tarafın da menfaatine olacaktır.”