CÜNEYT ALKIŞ / SAYFA16

Kadrosunda Murat Boz, Tuba Büyüküstün, Seda Bakan, Fırat Tanış, Rıza Kocaoğlu ve Serkan Altınorak gibi birçok ünlü ismi bulunduran ve 28 Temmuz’da Netflix'de yayına giren Zeytin Ağacı, 19 ülkenin Top 10 listesine girmeyi başarırken, beraberinde de 'aile dizimi' kavramını gündeme getirdi.

Alman Psikoterapist Bert Hellinger'in ortaya çıkarttığı bir kavram olan ve ilk olarak Mark Wolynn'in 'Seninle Başlamadı' isimli kitabıyla tanınmaya başlanan ‘aile dizimi’ kavramı, bu diziyle adeta tavan yaptı. Diziyi izleyen herkes konuyu araştırmaya ve konuşmaya başladı. Dizinin yayına girmesiyle birlikte Google’daki arama sonuçlarında aile dizimi kavramının bir anda inanılmaz bir ivme yakaladığı görülüyor. Neredeyse aile dizimi kavramı, dizinin bile önüne geçti.

8 bölümden oluşan bu mini dizi, birbirlerinden hiç ayrılmayan 3 kız arkadaştan biri olan Sevgi’nin kanser hastalığının nüksetmesiyle ve şifayı Ayvalık’ta katıldığı ‘kök aile açılımı’ denen bir terapi yöntemiyle aramasıyla başlıyor. Sevgi’nin bu yöntemle bir anda iyileşmeye başlamasını, kalıtsal bir takım sorunları olan biri doktor diğer 2 arkadaşının da ‘kök aile açılımı’ seansına katılması takip ediyor. Ve bunun çevresinde dizi boyunca karakterlerin hem bugünkü hem de geçmiş travmalarının gün yüzüne çıkmasını ve bunlarla yüzleşmelerini izliyoruz.

Dizinin gündeme getirdiği ‘aile dizimi’ veya ‘kök aile açılımı’ konusu da tartışılmaya başlandı. İlk olarak Alman psikoterapist Bert Hellinger tarafından kullanılan psikoterapi yöntemi olan aile dizimi yöntemi, ailenin kuşaklar boyu birbirine görünmez bir bağla bağlı olduğu anlayışına dayanıyor. Bu yönteme göre, herkes içine doğduğu ailenin köklerinden başlayarak günümüze gelene kadar yaşayan herkes ve yaşanan tüm olayların şekillendirdiği bir sistemden etkileniyor. Aile kökenimizde olan kişilerin travmalarının bizlere geçtiği anlayışına dayanıyor.

Peki, bu aile dizimi kavramı nedir? Dizide anlatıldığı şekliyle gerçekçi mi yoksa kurgusal mı? Travmalarımızın nesilden nesile aktarılması mümkün mü? Bu tip mucizevi yöntemlerle travmatik rahatsızlıklarımızdan kurtulabiliyor muyuz? Bu çalışmaları kimler yapıyor? Riskleri var mı? Bu sorular, herkes tarafından sorulmaya ve aile dizimi kavram araştırılmaya ve tartışılmaya başlandı.

Türk Psikologlar Derneği de bu gündemi değerlendirerek hemen bir online etkinlik organize etti. Derneğin, "Atalarımdan Bana Kalan: Aile ve Sistem Dizimi Terapisi Tanıtımı" isimli ücretsiz etkinliği, psikologlara ve Psikoloji lisans öğrencilerine yönelik düzenleniyor. Ankara Medipol Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Nilhan Sezgin tarafından yapılacak söyleşinin 500 kişilik kontenjanı 5 dakikada doldu.

Psikiyatristlerden sert eleştiriler

Aile dizimi kavramı, konunun uzmanı olan, olmayan herkes tarafından yorumlanırken, konunun direk muhatabı olan psikiyatristler ve psikologlardan da eleştiriler geldi. İşte bazılarının görüşleri:

Ünlü psikiyatrist Arif Verimli, aile dizimi kavramını, “Bu, bilimselliği tam olarak kanıtlanmış bir psikoterapi yöntemi değildir. Sonucunda majik, fantastik ve çok hızlı şifacılık vadeden hiçbir yöntem biz psikiyatristleri zaten tatmin edemez” diyerek eleştirdi.

"Bir nevi falcılık"

Psikiyatrist Doç. Dr. Onur Noyan, aile dizimi kavramıyla ilgili, “Bu, bir nevi 'falcılık' içeren ‘teatral’ yaklaşımlarla sadece geçmiş travmalara odaklanan, bireysel çözüm önermeyen, bilimsel metodu olmayan yöntemdir. Bir psikoterapi ekolü değildir. Bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmamıştır. Hızlı ve mistik çözümler her zaman ilgisini çeker insanın; görülmeyeni, bilinmeyeni anlamlı kılmaya yardım eden diğer her şey gibi. “Bir sorun var ama sebebi ben değilmişim” düşüncesi sorumluluğu geçmişe yükler, kabullenmeyi hızlandırır. Bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış psikoterapi ekollerinden vazgeçmemek çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

"Şarlatanlıktan başka bir şey değil"

Bir başka Psikiyatrist Necip Çapraz da, aile dizimi furyası başladığını vurgulayarak şunları söyledi: “Aile dizimi bir psikodrama yöntemi ve psikodramada tüm sürecin bir parçası olarak kullanılır. Kuşaklararası çatışmaları ve travmaların ortaya çıkmasına, bu travmaların çalışılmasına olanak verir. Tabii burada esas mesele travmatik malzemenin ortaya çıkması değil çıkan bu malzemenin nasıl işleneceğidir ki ruh sağlığı bilgisi ve klinik yetkinlik burada gerekli. Ruh sağlığı uzmanı olamayanlarca uygulanan bu yöntem sadece yöntemi kullanmaya indirgenmiş bir şarlatanlıktan başka bir şey değil. Zaten bu uygulamalarla mağdur ettikleri kişileri de psikoterapiye bile yönlendirmeden kapı dışarı edebiliyorlar.” 

Psikiyatrist Doç. Dr. Veysi Çeri ise, “Bilim ve bilim insanı düşmanlığının bu kadar yaygın olduğu ülkemizde umut tacirlerinin ekmeğine yağ sürecek özel bir proje olmuş. Kanser ve diğer zor hastalıkların çaresi umut tacirleri değildir" dedi. 

Psikologlar da eleştirdi

Psikolog İlhan Bozkurt ise, “Psikoloji bilimini; bioenerji, reiki, theta healing, access bars, numeroloji ve aile dizimi gibi alanımızı en çok istismar eden ve bilimselliği kanıtlanmamış falcılık uygulamalarıyla yan yana getirecek, bunlara meşruiyet oluşturacak hiçbir etkinliğin savunulacak tarafı olamaz" diye konuştu.

Psikolog Dr. Serap Altekin de: “Aile dizimi terapötik bir araçtır ancak bilimsel kanıtlara dayalı bir yöntem kategorisinde tanımlanamaz. Olguları kutuplaştırmadan tartışabilmeyi önemsiyorum. Bir uçta bir yöntemi idealize etmek ve ona mucizevi bir etki atfetmek var ise öbür uçta da tamamen onu reddetmek ve değersizleştirmek var. Her iki uç da farklı savunma mekanizmalarımıza hizmet ediyor olabilir. Sihirli değnek yok! Hiçbir yol, yöntem, hiçbir terapi ya da tedavi aracı tek başına veya bir dokunuşta, bir seansta, bir oturumda mucize yaratmaz. Yaratamaz. Sorunlar bir anda, bir günde oluşmadığı gibi; çözüm veya iyileşme de bir anda, bir günde gerçekleşemez" ifadelerini kullandı.

Zeytin Ağacı'ndan dökülenler epey bir tartışma yaşattı. Dizinin gündeme taşıdığı 'aile dizimi' kavramıyla ilgili bu tartışmanın her kesim tarafından sürdürüleceği de aşikar. Her şey bir yana Zeytin Ağacı yayına girdiği 28 Temmuzdan bu güne, gerek konusu, gerek tartıştırdıkları ve gündeme getirdikleriyle Netflix'in en dikkat çekici ve izleyici sayısı bol yapımlarından biri oldu.