DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'nin kuzeyinde kurulması planlanan Güvenli Bölge'ye ilişkin, "Türkiye'nin planı zaten hazır. Cumhurbaşkanımızın da vurguladığı gibi bu müzakerelerden ve iş birliğinden bir netice çıkmazsa, biz her türlü hazırlığımızı yaptık ve bu bölgeye gireriz. Nasıl Afrin ve Fırat Kalkanı bölgesini DEAŞ ve YPG/PKK'dan temizlediysek buraları da temizleriz, güvenli bölge oluşur" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Karadağ Dışişleri Bakanı Srdjan Darmanovic ile ikili ve heyetlerarası görüşmeler yaptıktan sonra Dışişleri Bakanlığı Resmi Konutu'nda ortak basın toplantısı düzenledi. Karadağ ile mükemmel siyasi ilişkileri olduğunu ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri her alanda geliştirmek istediklerini belirten Bakan Çavuşoğlu, Türk firmalarının Karadağ'daki yatırımlarını anlatarak verilen destek için teşekkür etti.
'LAF OLSUN' DİYE MÜZAKEREYE BAŞLAMANIN ANLAMI YOK'
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs meselesiyle ilgili sonuç odaklı bir müzakereye gitmeleri gerektiğini söyledi. Çavuşoğlu, "Müzakere çerçeve belgesinin son derece net olması lazım bizim için. Kıbrıs Türk'ü için hassas olan, vazgeçilmez olan kırmızı çizgiler var, bunun en önemli unsuruysa siyasi eşitliktir, etkin katılımdır, dönüşümlü başkanlıktır. Bunların da önceden net bir şekilde artık belirlenip tartışmanın dışına çıkarılması gerekiyor. Türkiye olarak her zaman çözümü destekledik; ama hiçbir şeyi paylaşmak istemeyen bir Rum tarafı var. Bundan sonraki müzakere ise sonuç odaklı ve net bir çerçeveyle olmalıdır ki artık biz Türk tarafı ve Kıbrıs olarak bir başarısızlığı daha kaldıramayız. O nedenle laf olsun diye müzakereye başlamanın bir anlamı yoktur diye düşünüyoruz" dedi. 
'ATILAN ADIMLAR KOZMETİK ADIMLARDIR'
Bakan Çavuşoğlu, Suriye'nin kuzeyine kurulması planlanan Güvenli Bölge'de Türkiye ile ABD askerleri tarafından yapılan ortak devriye ve ABD'nin YPG ile yaptığı ortak devriye ile ilgili soruya şu şekilde cevap verdi:
"Amerika ile Güvenli Bölge için müzakerelere başladığımız zaman biz bunu iyi bir başlangıç olarak değerlendirdik. Fakat bunu yaparken de uyarılarımızı da net bir şekilde açıkladık. Neden bu uyarıya ihtiyaç duyduk? Çünkü başta Münbiç Yol Haritası olmak üzere ABD maalesef bu terör örgütüyle girdiği angajmanlardan dolayı sözünü tutmamış ve bu yol haritasını savsaklamıştır. İkinci bir Münbiç olmaması için bu uyarıları yaptık. Bugün gelinen noktada Türkiye'nin uyarılarında ne kadar haklı olduğunu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan söylemiştir. Şu anda bazı ortak devriyeler var evet; ama bunun dışında atılan adımlar ya da atıldığı söylenen adımlar kozmetik adımlardır. ABD'nin aynı şekilde bir oyalama sürecine girmek istediğini ve Türkiye'yi de bu oyalamaya sürecine alıştırmaya çalıştığını görüyoruz; ama bizim bu konuda tutumumuz son derece nettir. Esasen bu gördüğümüz tablo, terörle mücadelede öncü olduğunu söyleyen bir ülkenin içine düştüğü durumu gösteren ibretlik bir tablodur. Bir terör örgütünden bağımsız hareket edemeyen sözde bir müttefikten bahsediyoruz."
'TÜRKİYE'NİN PLANI HAZIR, NETİCE ÇIKMAZSA BÖLGEYE GİRERİZ'
ABD'nin bir taraftan Türkiye ile bu kozmetik adımları atarken diğer taraftan YPG, PYD ve PKK ile de angajmanını güçlendirerek destek verdiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin planı zaten hazır. Buraya girip bu terör örgütünden bu bölgenin temizlenmesini sağlamak bizim için bir ulusal güvenlik meselesidir. Bu konuda taviz vermemiz kesinlikle mümkün değildir. Bugün verilecek bir taviz gelecekte bizi daha ciddi ve büyük tehlikelerle karşı karşıya bırakabilir. O nedenle cumhurbaşkanımızın da vurguladığı gibi bu müzakerelerden ve iş birliğinden bir netice çıkmazsa, biz her türlü hazırlığımızı yaptık ve bu bölgeye gireriz. Nasıl Afrin ve Fırat Kalkanı bölgesini DEAŞ ve YPG/PKK'dan temizlediysek buraları da temizleriz. Güvenli bölge oluşur. Diğer taraftan istikrara kavuşturulur. Şu ana kadar Amerika'nın ortaya koyduğu tavır daha çok PKK, YPG yanlısı bir tavırdır."
'DİYARBAKIR'DAKİ AİLELERİ DESTEKLİYORUZ'
Bakan Çavuşoğlu, çocukları terör örgütü tararfından kaçırılan ailelerin Diyarbakır'daki HDP il binası önünde oturma eylemi yapmasıyla ilgili de şunları söyledi:
"Bugüne kadar bu aileler sesini fazla çıkaramıyordu. Çünkü şehirlerin içinde de PKK'nın ve onun yandaşlarının büyük bir baskısı vardı. Artık bu anaların yüreği dayanamıyor ve de çığlığını biz buradan görüyoruz, hissediyoruz ve her geçen gün HDP önünde çocuklarını geri isteyen ailelerin sayısı artıyor ve biz bu ailelerin sesinin Avrupa tarafından da, Batı tarafından da özellikle duyulmasını istiyoruz. Bugüne kadar hep bize ders vermeye çalışanlar, Kürtlerin hakları demeye çalışanlara biz 'Siz sadece PKK'nın haklarını savunmaya çalışıyorsunuz, Suriye'de de YPG'nin haklarını savunmaya çalışıyorsunuz. Bizdeki 350 bin Suriyeli Kürdün sesini bile hiç duymadınız, onlarla konuşma bile ihtiyacı duymadınız.' Madem Kürtlerin haklarından bahsediyorsunuz terör örgütünden çocuklarını isteyen annelerin bu sesine niye kulak vermiyorsunuz, niye görmezden geliyorsunuz, niye duymazdan geliyorsunuz? Biz bu ailelerin haklı talebini destekliyoruz. O çocukların bir an önce ailelerine teslim edilmesi gerekiyor. İşte bir terör örgütünün gerçek yüzünü, çirkin yüzünü bizzat oradaki Kürt analarımız, babalarımız, amcalarımız, kardeşlerimiz tüm dünya kamuoyuna gösteriyor."