Amerika’dan tansiyonu arttıran bir açıklama ve ardından askeri bir saldırı gelmesi durumunda piyasalarda olumsuz gidişatın devam edeceğini belirten Dr. Levent Sümer, “Piyasalar bir süredir Libya tezkeresi ve Yunanistan-İsrail arasındaki anlaşma ile jeopolitik gelişmeleri fiyatlamaya başlamıştı. Gerginliğin bu seviyelerde olması, borsada belli bir gerilemeyi beraberinde getirecek olsa da tansiyonun nispi olarak düşmesi durumunda bir toparlanma yaşanır. Saldırı öncesinde piyasalar son 2 günlük kayıplarını nispeten geri almaya başlamıştı. Ancak Beyaz Saray'dan tansiyonu arttıran bir açıklama ve ardından askeri bir saldırı gelmesi durumunda piyasalarda olumsuz gidişat devam edecektir. Borsa'nın 111-112 bin bandından aşağıya doğru çekilmesi satış eğilimini daha da arttıracaktır” diye değerlendirdi. 

“ALTIN PETROLE GÖRE DEĞER KAZANACAK”

Altın ve petrol fiyatlarında yükselme beklediklerini anlatan Dr. Levent Sümer, “Hem doların Türk Lirası karşısında bir süredir artan değeri, hem de altın bazında bin 600 sınırında seyretmesi TL bazında da altın fiyatlarını arttırdı. Petrol fiyatları da hızlı bir artış eğiliminde. 2020'nin ilk yarısında hem petrol hem de altın için artış trendinin devam edebileceğini düşünüyorum. Goldman Sachs (çokuluslu bir ABD yatırım bankası) altının petrole göre değer kazanacağını belirtiyor. Politik tansiyondaki düşüşe bağlı olarak ise orta vadede bir geri çekilme söz konusu olabilir” diye konuştu.

Dolar ve Euro'nun Türk Lirası karşısında kısa vadede değer kaybetmeyeceği, gerginliğin artmasıyla birlikte yükseliş trendine girebileceğini ifade eden Dr. Sümer, “Bu trend Türkiye'nin İran-ABD arasındaki gerilimdeki pozisyonuna bağlı olarak artabilir ya da tarafsızlığını koruyup tansiyonu düşürme adımlarıyla birlikte dar bir aralıkta salınım yapabilir” dedi.

Dr. Levent Sümer, konuya ilişkin değerlendirmelerine şöyle devam etti:

“Türkiye, bu çerçevede ekonomik olarak enerji fiyatlarındaki artışın cari açığı ne derece etkileyeceğini takip etmeli, politik gerilimin ülke risk primini arttırmasıyla borçlanma maliyetlerine etkisini irdelemeli, Suriye'den sınırımıza yönelik devam eden göç dalgasının benzerinin Irak'tan da yaşanma durumuna karşı geliştirilecek stratejiler ve bu çerçevede AB ve NATO ile ortak hareket etmeli, Rusya-İran-Çin arasındaki görüşmeleri yakından takip ederek Rusya ve Çin'in ABD-İran gerginliğine yönelik alacağı tutumlara karşı pozisyonunu gözden geçirmelidir. Özellikle Suriye politikasında İran-Rusya ile ortak hareket eden Türkiye'nin ABD ile bu çerçevede ilişkileri, Libya'daki pozisyonunun Rusya ve AB ile dengeleri koruması oldukça önem arz edecektir.”