İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, HDP'li belediye başkanlarının, İçişleri Bakanlığı'nca terör soruşturması kapsamında görevden alınmasıyla ilgili olarak, "Seçimle gelenin seçimle gitmediği yerde ne demokrasi olur, ne hukukun üstünlüğü kalır. Vatandaşın sandıktan çıkan iradesi, birtakım makam sahiplerinin, kendi arzularına göre geçerli ya da geçersiz sayabileceği bir irade asla değildir" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte Batman’da katılacağı düğün töreni öncesi geldiği Diyarbakır’da çeşitli ziyaretlerde bulundu. CHP Diyarbakır İl Başkanlığı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan İmamoğlu, haklarındaki terör soruşturması nedeniyle İçişleri Bakanlığı'nca görevlerinden alınan HDP'li belediye başkanlarına desteklerini illetti.
İmamoğlu, seçilmiş belediye başkanlarının soyut ve hukukta karşılığı bulunmayan, kamu vicdanını ikna etmekten uzak sebeplerle görevden alındığını ve yerlerine kayyum atanmasının gaflet ve dalalet olduğunu savunarak, “Seçimle gelenin seçimle gitmediği yerde ne demokrasi olur, ne hukukun üstünlüğü kalır. Vatandaşın sandıktan çıkan iradesi, birtakım makam sahiplerinin, kendi arzularına göre geçerli ya da geçersiz sayabileceği bir irade asla değildir. Vatandaşın seçme ve seçilme hakkını özgürce kullanmasının önünde engeller çıkarmak, demokrasi dışı arayışlar içindeki kesimleri güçlendirmekten başka hiçbir işe yaramaz. Bu kesimlere karşı hep birlikte mücadele edeceksek, demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkmak zorundayız. Bu ülkeyi yönetenlerin, bu ülkede 82 milyon vatansever yaşadığını kabul etmesi ve bu idrakle ülkeyi yönetmesi şarttır" dedi.
'NİHAİ KARARI VERECEK OLAN DA YARGIDIR'
"Sandığa atılan bütün oylar, kim tarafından kime verilirse verilsin, eşit ölçüde geçerlidir" diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
"Sandıktan yetki almış bütün seçilmişler, kim olurlarsa olsunlar, eşit ölçüde hak ve yetkilere sahiptir, eşit ölçüde muteberdir. Bazı seçmen kesimlerini, bazı siyasi partileri, bazı seçilmişleri diğerlerinden ayrı tutmak, farklı ölçütler ve farklı kurallar uygulamaya kalkmak kabul edilemez. Bu çok tehlikeli, çok riskli bir ayrımcılıktır. Ne yazık ki, Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlarına ve onların seçmenlerine yönelik tavır böyle bir ayrımcılık görüntüsü ortaya koymaktadır. Bu hepimizi çok üzmektedir. Siyasi partiler ve onların seçilmiş yöneticileri, milletvekilleri, belediye başkanları ya hukukun içindedirler ya da dışında. Buna dair nihai kararı verecek olan da yargıdır. Kimi partileri, sivil toplum girişimlerini, kişileri bazen hukukun içinde kabul edip, bazen hukuk dışı yapılar olarak damgalamaya dayalı, yanardöner bir siyaset tarzını adet haline getirenleri hepimiz çok iyi biliyoruz. Onlar da şunu iyi bilsinler ki, böyle ilkesiz, böyle günü kurtarmak için yapılan siyasetten ne kendilerine bir fayda gelir, ne de ülkeye”.
TAHİR ELÇİ'NİN KABRİNİ ZİYARET ETTİ
İmamoğlu, CHP İl Başkanlığı'ndaki basın toplantısının ardından beraberindekiler ile birlikte öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin kabrini ziyaret edip, dua okudu.  
İMAMOĞLU, HDP'Lİ TÜRK VE MIZRAKLI İLE GÖRÜŞTÜ
İmamoğu daha sonra eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte HDP'li Kayapınar Belediyesi'ne geçerek, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınan HDP'li Ahmet Türk ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınan Adnan Selçuk Mızraklı ile bir araya geldi. 
İmamoğlu, görevden alınan HDP'li belediye başkanlarına güç vermeye geldiğini söyleyerek, şunları ifade etti:
"Burada olmamızın tek sebebi size güç olmak ama daha ötesinde, biz aynı yerde görüyoruz kendimizi. Bana söylüyorlar yarın sizin belediyenize de kayyum atanır mı? Ben kendi adıma hiç kaygı duymam, sizlerin de zerre kadar kaygı duyduğunuzu düşünmüyorum. Duyduğumuz kaygı ülkenin demokrasisine verilen zarar, bu zarar eğer ülkenin demokrasisine verildiği takdirde  başka sorunlarımızı çözemeyiz. Halbuki, demokrasi güçlensin, ülkedeki yerel yönetimdeki siz kıymetli başkanlarımız görevlerini iyi yapmak için yarışın, mücadele edin, ondan sonra biz inanın bu coğrafyadaki tüm sorunları aşarız, çok yakın bir zaman diliminde aşarız. Ben buna inanıyorum, yürekten inanıyorum. O bakımdan ben İstanbul'daki 16 milyon insandan size selam getirdim, o güzel şehrimizin bu ülkenin her yerinden, her inançtan, her etnik kökenden insanın birleşip buluştuğu İstanbul'dan size selam getirdim. Umut ediyorum bu sıkıntılı günleri aşarız, umut ederim bu hukuksuzluğa son verirler, bir an önce bu yanlıştan dönerler. Çünkü bu sürecin ne kendilerine ne iktidarlarına ne de bu ülkeye zerre kadar faydası yok, milletimize yok. Bu bakımdan diliyor ve umut ediyorum bir an önce bu yanlıştan dönsünler. Size yapılan bu haksızlık, ülkenin demokrasisine yapılmıştır, altını böyle çizmek istiyorum. Başka bir fırsata döndürmeliyiz bunu, yani bu sesimiz gelip Diyarbakır'da, Diyarbakırlılara duyurduğumuz bir ses değil. Biz aslında buradaki demokrasi sesini şu anda İstanbullulara duyuruyoruz, 16 milyon İstanbulluya, Ege'ye duyuruyoruz, Karadeniz'e, Rize'ye, Artvin'e duyuruyoruz, Çankırı'ya, Yozgat'a ya da Mersin'e, Adana'ya duyuruyoruz. Çünkü 82 milyon insanın yaşadığı bu coğrafyada biz demokrasiyi var etmeliyiz.''
Türk ve Mızraklı, destek ziyaretinden dolayı İmamoğlu'na teşekkürlerini iletti.