Doruk Sağlık Grubu doktorları, sağlıklı hayat konusunda bilgilendirmelerine devam ediyor. Dâhiliye Uzmanı Uz. Dr. Mehmet Renan Özakgün, karaciğer yağlanmasının dünyada ve ülkemizde yaygın görülen bir hastalık olduğunu söyledi.

Karaciğer yağlanmasının dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın görülen bir hastalık olduğunu belirten Uz. Dr. Mehmet Renan Özakgün, yağlı karaciğer hastalığının dünyada yaklaşık her 4 kişiden 1’inde görüldüğüne dikkat çekerek, yaygın görülen bu hastalığın son safhalara kadar belirti vermeyebildiğine dikkat çekti. Yağlı karaciğer hastalığının farklı türlerinin olduğunu belirten Özakgün, “Örneğin alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması, alkol kullanmaya veya çok az kullanan kişilerin karaciğerinde normalden fazla yağ birikmesidir. Bazı ilaç ve özellikle Hepatit C gibi karaciğer hastalıkları da karaciğer yağlanmasına yol açabilir” dedi.

Fibroz dokusu oluşabiliyor

Dahiliye Uzmanı Mehmet Renan Özakgün sözlerini şöyle sürdürdü:

“Karaciğer karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında önemli rol oynar. Aşırı enerji alımı söz konusu olduğunda ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere karaciğer, besin öğelerini yağ olarak depo eder. Eğer yağlı karaciğer hücreleri, karaciğerin yüzde 5’ini aşarsa bu basit yağlanma olarak tanımlanır. Bazı hastalarda yağ birikimi herhangi bir soruna yol açmazken bazı hastalarda karaciğere zarar verebilir ve karaciğerde fibroz olarak adlandırılan yara dokusu oluşabilir. Fibroz karaciğerde yayılmaya başlarsa siroz ve karaciğer kanserine de yol açabilir.”

Kimler risk altında?

Fazla kilolular ile insülin direnci olan ve kan kolestrol seviyesi yüksek olanların haricinde şeker hastalarının da risk grubunda olduğunu kaydeden Mehmet Renan Özakgün, hastalığın belirtisi hakkında şu bilgileri verdi:

“Fazla kilo, şeker veya yüksek tansiyon hastalığı veya uyku apnesi gibi bir hastalık öykünüz varsa, karaciğer yağlanmasının değerlendirilmesi için hekiminize danışabilirsiniz. Karın bölgesi ultrasonu, MR/MRE ve kan testleri, yağlı karaciğerin teşhisinde yaygın olarak kullanılmaktadır ancak gerekli görüldüğü durumlarda güvenilir bir yöntem olduğu için karaciğer biyopsisini de başvurulabilmektedir. Karaciğerde fibrozis oluşup oluşmadığını, oluştuysa hasarın ne ölçüde olduğunu değerlendirmek için ultrasonografik inceleme ve ölçüm yöntemi olan fibroscan’e de başvurulabilmektedir.”

Hayat tarzına dikkat

Aktif hayat tarzının benimsenmesinin, yağlı karaciğer hastalığının önlenmesinde ve tedavisinde esas olduğunu söyleyen Dr. Özakgün, “Fazla kilolu olan hastalar ideal ağırlıklarına ulaşırken, kilo kaybının kademeli olmasına da dikkat edilmelidir. Çünkü vücut ağırlığındaki hızlı değişimler karaciğer yağlanmasını ve hasarını artırabilir. Yağlı karaciğer hastalığının kronik ve belirti vermeden ilerleyen bir hastalık olup, görülme sıklığının her geçen gün arttığı unutulmamalıdır. Yeterli ve dengeli beslenme ile düzenli aktiviteyi hayat tarzı haline getirmek yağlı karaciğer hastalığından korunmaya yardımcı olabilir. Eğer risk etmenlerini taşıdığınızı düşünüyorsanız hekiminize danışabilirsiniz” diye konuştu.