Fibromiyalji, kronik kas ve iskelet sistemi hastalıkları ve bu hastalıklara bağlı oluşan ağrı ve hareket kısıtlılıklarını kuru iğneyle tedavi ettiklerini belirten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sevil Karagül, "Kasta oluşan sertleşmeler, iğnenin mekanik etkisinden faydalanılarak giderilir" dedi.

Kuru iğneleme tedavi yönteminin kronik kas iskelet sistemi hastalıkları ve bu hastalıklara bağlı oluşan ağrı ve hareket kısıtlılıklarının tedavisinde kullanıldığını belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Sevil Karagül, tedavi hakkında bilgileri paylaştı. Kuru iğne tedavisi (İMS) için çeşitli uzunlukta ve çok ince iğneler kullanıldığını vurgulayan Uzm. Dr. Sevil Karagül, "Kasılmış ve ağrılı olan ve fonksiyonunu yeterince yerine getiremeyen kaslara bu özel iğneler batırılır. Kaslara uygulanan bu işlemle kaslardaki spazmın çözülmesi, tedavinin esasını oluşturur" diye konuştu.

“İĞNELER İLAÇ İÇERMİYOR”

Tedavide akupunktur iğneleri ya da ince enjeksiyon iğneleri kullanıldığını ifade eden Uzm. Dr. Sevil Karagül, bu iğnelerin ilaç içermediğine dikkat çekti. ‘Kasta oluşan sertleşmeler, iğnenin mekanik etkisinden faydalanılarak giderilmeye çalışılır’ diyen Uzm. Dr. Sevil Karagül şöyle devam etti:

"Fibromiyalji, kronik kas ve iskelet sistemi hastalıkları ve bu hastalıklara bağlı oluşan ağrı ve hareket kısıtlılıklarının tedavisinde son dönemde sıkça kullanılan kuru iğne tedavisi, ince ve çeşitli boylarda iğneler sayesinde kaslara uyarı vererek yapılır. Kas tutulmalarında kasta spazm ve tetik noktalar oluşur; bunlar halk arasında kulunç olarak tarif edilir. Kuru iğnelemede bu kulunçların içine iğne batırılır ve birkaç saniye beklenilir; bu sayede spazmın çözülmesi, tetik noktaların gevşemesi hedeflenir. Bu yöntem tetik nokta aktivasyonunun giderilmesinde oldukça güvenli ve etkin bir biçimde kullanılabilir."

“BİRÇOK HASTALIĞI TEDAVİ EDİYOR”

Uzm. Dr. Sevil Karagül, kuru iğne tedavisinin uygulandığı hastalıkları şu sözlerle sıraladı:

"Boyun, sırt, bel, omuz ağrısı, hareket kısıtlılığı fibromiyalji sendromu, tenisçi ve golfçü dirseği, ağrılı kas spazmlarında; aynı pozisyonda sabit durma sonucu oluşan ağrılarda (bilgisayar kullanımı gibi), duruş bozukluğu ya da skolyoza bağlı oluşan kas gerginlikleri sonucu oluşan ağrılarda; el, dirsek, omuz, topuk ve kalça tendinitlerinde, spor yaralanmalarında ve rehabilitasyonunda, çene eklemindeki tetik noktalara bağlı oluşan ağrılarda, travma sonrası omurga ağrılarında kuru iğne yöntemine başvuruyoruz. Kasların etkilenme durumuna göre tek iğne uygulaması yapılabileceği gibi çoklu iğne uygulamaları da yapılabilir."

AKUPUNKTUR TEDAVİSİNDEN FARKLI BİR UYGULAMA

İğne kullanılması nedeniyle tedavinin akupunktur tedavisine benzetildiğini anlatan Uzm. Dr. Sevil Karagül, “Bu yöntem, akupunktur uygulamasından farklıdır. İğneler muayene sonucu belirlenen direkt tetik nokta olan kasa batırılır; uygulamanın yeri hastaya ve hastalığının durumuna göre değişebilmektedir. Akupunktur uygulamasında olduğu gibi standart uygulama noktaları yoktur. İlaç içermeyen bir uygulama olduğu için alerji, ilaç etkileşimi gibi yan etkiler oluşmaz. İşlem sırasında kuru iğnelemeye bağlı ağrı duyulması, iğneler ince olduğu için genellikle minimaldir; bu ağrı duyma durumu da tetik noktaların hassasiyetine ya da kişilerin ağrı eşiğine bağlıdır. Bazı hastalar işlem sırasında hiç ağrı duymadıklarını da ifade etmektedirler” ifadelerini kullandı.

“HAFTADA EN FAZLA 2 SEANS UYGULANIR”

Kuru iğneleme tedavisinin seans sıklığı hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Sevil Karagül, “Genellikle haftada 1-2 seans uygulama yapılır. Toplam seans sayısı genellikle 3-5 seans şeklinde hastanın hastalığı ve iyileşme periyoduna göre değerlendirilir. Bazı hastalarda 1-3 seans yeterli olurken bazı hastalarda hastalığın şiddeti ve durumu ile ilgili olarak nadiren 8-10 seans uygulama da yapılabilmektedir. Kuru iğneleme tedavisi sonrası germe ve eklem hareket açıklığı egzersizlerinin kombine edildiği bir egzersiz programının hastaya öğretilip günlük uygulanması tedavinin etkinliğini arttırır. Steril iğnelerle yapılan uygulamadan birkaç saat sonra banyo yapılabilir, uygulama yerinin kapatılmasına gerek yoktur” uyarısında bulundu.