Adalet Bakanlığı Sözcüsü Ertuğrul Çekin, “Soruşturma ve yargılama kapsamında adli görüşme odalarında alınan suç mağduru kadınların ifadeleri somut delildir. Ayrıca çocuk izlem merkezlerinde suç mağduru çocukların beyanları da somut delil niteliğindedir. Bu ifadeler uzmanlar eşliğinde alınmaktadır, kadın ve çocuklarımızın beyanları elbette ki delildir” dedi.

Adalet Bakanlığı Sözcüsü Ertuğrul Çekin, düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Demokrasi ve hukuk devletinin korunup yaşatılmasında en önemli kurumsal güvencelerden birinin yargı olduğunu hatırlatan Çekin, "Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız yargı mercileri tarafından kullanılmaktadır. Yargı yetkisini kullananlar anayasayla, kanunlarla ve uluslararası sözleşmelerle bağlıdırlar. Yani pozitif hukuk, adli işlemlerin hem dayanağı, hem sınırıdır. Hakim ve savcıların görevlerini bu sınırlar içinde kullandıkları, kullanmak zorunda oldukları unutulmamalıdır. Yürürlükteki mevzuatı akademisyenler-gazeteciler eleştirebilir; toplum eleştirebilir ancak hakim ve savcılar açık mevzuat hükümlerini görmezden gelemez; değiştiremez veya uygulanmasını erteleyemezler. Yargı mercileri, anayasal teminat altındaki bağımsızlıkla çalışır. Bu güvence sadece yasama ve yürütmeye karşı değil, kamuoyu ve medyaya karşı bağımsızlığı da kapsar” dedi.

Sosyal medya etkisi

Sosyal medyada yargının bağımsız işleyişine müdahale sonucu doğurabilen yayınlarla karşılaştıklarını vurgulayan Çekin, “Anayasamız, devam eden bir yargılamayla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşme yapılmasını, beyanda bulunulmasını bile yasaklamışken, özellikle sosyal medya ortamında yargının bağımsız işleyişine müdahale sonucu doğurabilen yayınlarla karşılaşmaktayız. Zaman zaman kampanyaya dönüştüğü görülen bu yayınların devam eden davalar, yargı mercileri ve mensuplarıyla ilgili gerçeklerle bağdaşmayan, hatta ağır hakaretlere varan ifadeler içermesi dikkat çekmektedir. Bu tür aceleci ve yersiz yorumlar, bilahare sahiplerini de müşkül duruma sokabilmektedir. Hakim ve savcılar, ancak kararlarıyla konuşabilmektedir. Yargı mensupları, yargının itibar ve saygınlığını korumak adına ihtilaf ve tartışmalardan uzak durmak zorundadır ve buna büyük ölçüde riayet etmektedir. Sosyal medya üzerinden yürütülen linç kampanyalarının kimseye, ülkemize ve kurumlarımıza bir faydası yoktur. Eleştirinin yıkıma dönüşmemesi, ifade hürriyeti ile hakaretin birbirine karıştırılmaması için yargı süreçlerini serinkanlı biçimde takip etmeyi ve değerlendirmelerimizin bilgiye dayalı olmasının önemini öğrenmek zorundayız. Unutmayalım ki yargı Türk milletinin yargısıdır. Adliye bu ülkenin bir kurumudur. Hakim ve savcılar da bu milletin evlatlarıdır. Kendilerine yargı yetkisi emanet edilen hakim ve savcılarımızın sosyal medya ortalamasının çok üzerinde bir vicdan ve hakkaniyet duygusu taşıdığından hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır” diye konuştu.

“Kadın ve çocuklarımızın beyanları elbette ki delildir”

Katalog suçlarda kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması hususunun yapılan düzenlemeyle açıkça vurgulandığını dile getiren Çekin, “Soruşturma ve yargılama kapsamında adli görüşme odalarında alınan suç mağduru kadınların ifadeleri somut delildir. Ayrıca çocuk izlem merkezlerinde suç mağduru çocukların beyanları da somut delil niteliğindedir. Bu ifadeler uzmanlar eşliğinde alınmaktadır, kadın ve çocuklarımızın beyanları elbette ki delildir. Ayrıca tutuklamayla ilgili kararlarda mevcut koşullara ilave olarak ’adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını’ gösteren delillerin de somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça kararlarda gösterilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Bu sayede kişilerin hak ve

hürriyetlerinin güçlendirilmesi sağlanmıştır” ifadelerini kullandı.

“289 fiili darbe davasının 288’i karara bağlanmıştır”

15 Temmuz darbe girişiminin 5 yılında ülkenin terörle mücadelesinin kesintisiz bir kararlılıkla devam ettiğini belirten Sözcü Çekin, “Bağımsız ve tarafsız Türk yargısı, 15 Temmuz hain darbe girişimiyle ilgili soruşturma ve davaları büyük bir titizlikle yürütmektedir. Daha önceki bilgilendirme toplantılarında belirttiğimiz üzere derdest fiili darbe soruşturması bulunmamaktadır. 289 fiili darbe davasının 288’i karara bağlanmıştır. Yargılaması devam eden bir dosya bulunmaktadır. Bununla birlikte terör örgütü yöneticiliği ve üyeliğine ilişkin soruşturma ve davalar da devam etmektedir. Bakanlığımızca firari örgüt üyelerinin iade süreçleri de büyük titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreç teyakkuz halinde devam ettirilmektedir” şeklinde konuştu.