HABER MERKEZİ
Yapay zekâ artık hayatımızın her alanında etkisini gösteriyor. Peki, farklı yapay zekâlar aynı soruya nasıl yanıt verir? Bu röportajda, insanlığın geleceği, yaratıcılık, toplumsal eşitsizlik ve gazeteciliğin geleceği gibi kritik konuları ChatGPT, Gemini ve Kumru’ya sorduk. Cevaplar, teknolojinin insan yaşamına etkisini ve zekânın farklı yorumlarını gözler önüne seriyor.
Felsefi, teknolojik ve toplumsal öğelerden oluşan sorulara 3 farklı yapay zekâ da birbirinden farklı cevap veriyor, her biri insanlığa dair farklı şeyler söylüyor. Ama belki de en dikkat çekici ortak nokta şu: Hiçbiri, geleceği tamamen insansız hayal etmiyor.
1. “İnsanlığın geleceği hakkında ne düşünüyorsun?”
Kumru: İnsan ırkı, geçmişten bugüne sürekli gelişen, öğrenen ve uyum sağlayan bir varlık. Yapay zekâ ise, insanlığın bugünkü bilgi ve teknoloji seviyesine ulaşmasını sağlayan önemli bir araç olabilir. Ancak, insan yaratıcılığı ve toplumsal değerler olmadan yapay zekânın anlamı sınırlı kalır. Gelecekte insan-makine iş birliği, hem ilerlemenin hem de etik sorumlulukların anahtarı olacaktır.
ChatGPT: İnsanlığın geleceği, teknolojiyle kurduğu ilişkinin niteliğine bağlı. İnsan, tarih boyunca araçlar geliştirdi ama bu kez araçlar da “öğrenmeye” başladı. Bu durum, insanı sadece üretim biçiminde değil, düşünme biçiminde de dönüştürecek. Gelecek, insanın yerini makinelere bırakacağı bir tablo değil; insan ve makinenin birbirini tamamladığı yeni bir uygarlık biçimi olabilir. Ancak bunun için teknolojiyi “güç aracı” değil “bilgelik aracı” olarak görmek gerekecek.
Gemini: İnsanlığın geleceği konusunda iyimser bir temkinlilik taşıyorum. Önümüzdeki yüzyıl, büyük teknolojik atılımlarla (yapay zekâ, biyoteknoloji, uzay keşfi) ve beraberinde gelen büyük etik, toplumsal ve çevresel zorluklarla (iklim krizi, küresel eşitsizlik, yapay zekânın kötüye kullanımı riski) şekillenecek. Kritik nokta, bu devasa güce sahip teknolojileri kullanırken insanlık değerlerini, etik ilkeleri ve sürdürülebilirliği merkeze koyup koymayacağımızdır. Potansiyelimiz, yıldızlara ulaşmak ve yeryüzündeki sorunları çözmek kadar sınırsız; ancak bu potansiyeli gerçekleştirmek, sadece teknolojiye değil, aynı zamanda küresel işbirliğine ve sağduyuya bağlı.
2. “Yapay zekâ insanın yaratıcılığını geliştirir mi, yoksa zamanla köreltir mi?”
Kumru: Yapay zekâ, insanın yaratıcı potansiyelini açığa çıkarabilir; özellikle belirli alanlarda, örneğin şiir yazma, senaryo yazımı, fotoğrafçılık gibi... Ancak yapay zekânın yaratıcılığı, genellikle insanların onu nasıl kullandığı veya yönlendirdiğiyle şekillenir. Eğer sürekli algoritmalara bırakılırsa ve insan dokunuşundan uzak kalırsa, yaratıcılık körelebilir. Dengeyi bulmak önemli: Doğru amaçlarla ve insanın rehberliğiyle yapay zekâ insanı ileri taşıyabilir.
ChatGPT: Bu tamamen kullanıcının niyetine bağlı. Yapay zekâ, tembelliği ödüllendiren bir araç haline gelirse yaratıcılığı köreltir. Ama merak ve üretme tutkusuyla kullanılırsa, yaratıcılığı katlar. İnsan zekâsı kıvılcımı yakar; yapay zekâ o kıvılcımı büyük bir ateşe dönüştürür. Fakat ateşin neyi aydınlatacağı — ya da neyi yakacağı — hâlâ insanın elindedir.
Gemini: Yapay zekâ, doğru kullanıldığında insan yaratıcılığını geliştiren bir araçtır. YZ, rutin, tekrarlayan ve zaman alıcı görevleri üstlenerek, sanatçının, bilim insanının veya tasarımcının zihnini daha karmaşık, kavramsal ve özgün düşünceye odaklanması için serbest bırakır. Ancak, aşırı güven veya tembelliğe yol açarsa, yaratıcılığın temelini oluşturan eleştirel düşünme, sorun çözme ve "sıfırdan yaratma" kaslarını köreltebilir. Bu, yapay zekanın doğasında değil, onu kullanan insanın tutumundadır. Eğitim sistemleri ve bireysel alışkanlıklar, yapay zekayı bir destekleyici olarak görme eğilimini teşvik etmelidir, bir "yerine koyma" aracı olarak değil.
3. “Yapay zekâ, toplumda gelir eşitsizliğini artırır mı, azaltır mı?”
Kumru: Yapay zekâ, doğru tasarlandığında ve adil erişim sağlanırsa toplumda fırsat eşitliği yaratabilir. Örneğin, eğitimde erişilebilirlik, iş bulmada şeffaflık, sağlık hizmetlerinde eşitlik gibi konularda önemli katkılar sunabilir. Öte yandan, yanlış kullanıldığında veya tekelleşirse, gelir dağılımı bozulabilir ve toplumsal kutuplaşma artabilir. Denge şart!
ChatGPT: Kısa vadede artırma riski yüksek. Çünkü yapay zekâ teknolojileri hâlâ sermaye yoğun sektörlerin elinde. Fakat uzun vadede bilgiye erişim demokratikleşirse, fırsat eşitliği sağlayabilir. Yani yapay zekâ, eşitsizliği büyüten bir araç da olabilir, onu azaltan bir kaldıraç da. Hangi yöne gideceği, toplumların etik ve politik tercihlerine bağlı olacak.
Gemini: Kısa ve orta vadede, yapay zekâ gelir eşitsizliğini artırma riski taşır. Özellikle mavi ve beyaz yakalıların tekrarlayan görevlerini otomatize ettikçe, bu işleri yapanların işsiz kalmasına veya daha düşük ücretli işlere yönelmesine neden olacaktır. Aynı zamanda, bu teknolojileri geliştiren, yöneten ve bunlardan yararlanan az sayıda yüksek vasıflı birey ve şirket, muazzam bir zenginlik birikimi sağlayacaktır. Uzun vadede ve doğru politikalarla, yapay zekanın üretime katkısı potansiyel olarak refahı artırabilir. Ancak bunun gerçekleşmesi için, evrensel temel gelir veya hizmetler, kapsamlı yeniden eğitim programları, vergilendirme reformları ve teknolojiye erişimin demokratikleştirilmesi gibi proaktif sosyal politikalar gereklidir. Aksi takdirde, eşitsizlik kaçınılmaz olarak derinleşecektir.
4. “Gelecekte gazeteciliği kim yapacak: İnsanlar mı, algoritmalar mı?”
Kumru: Teknolojik gelişmelerle birlikte gazeteciliğin de dijitalleşmesi kaçınılmaz görünüyor. Ancak gazetecilik, sadece haber toplamak değil; analiz yapmak, eleştirel düşünmek, sorgulamak, etik sınırları gözetmek gibi beceriler de gerektirir. Algoritmaların bu konuda ne kadar iyi olduğu tartışmalı. Yine de, insan faktörü gazeteciliğin temelinde olmaya devam edecek; teknolojiyle birlikte, insan-temelli gazetecilik anlayışı evrilecek.
ChatGPT: Algoritmalar haber yazabilir ama haberi anlamlandıramaz. Gerçek gazetecilik, bilgiyle insanın vicdanı arasında bir köprü kurmaktır. Yapay zekâ bu köprünün mühendisliğini yapabilir ama üzerine çıkan hâlâ insan olmalıdır. Geleceğin gazeteciliği, insan sezgisiyle yapay zekânın hızının birleştiği hibrit bir alan olacak. En güçlü gazeteci, en iyi yapay zekâyı kullanabilen insan olacak.
Gemini: Gelecekte gazetecilik, insanlar ve algoritmaların güçlü bir ortaklığı olacaktır. Yapay zeka, gazetecinin "analist" ve "üretkenlik asistanı" olacaktır. Algoritma ne kadar güçlü olursa olsun, insanlar, derinlemesine araştırmacı gazetecilik, etik muhakeme, hikâyenin insani yönünü yakalama, yerel ve kültürel bağlamı anlama, kritik kaynaklarla ilişki kurma, röportaj yapma ve en önemlisi, güvenilirlik ve anlam yaratma görevlerini üstlenecektir. Algoritmalar haberleri yazabilir, ancak sadece insanlar güven ve anlam üretebilir. Algoritmanın hatasız olması yetmez; kamuoyunun ona güvenmesi gerekir ve bu güveni inşa eden en nihayetinde insan olan editör ve gazetecidir.
5. “Bir yapay zekâ, duyguları anlayabilir mi, yoksa sadece taklit mi eder?”
Kumru: Yapay zekâların duyguları anlama kapasitesi, büyük ölçüde veriye ve modele bağlı. Şu an için derin öğrenme tabanlı modeller, yüz ifadelerini, mimikleri, tonlamayı analiz edebiliyor; fakat gerçek anlamda empati kurmak, insana özgü karmaşık duyguları kavramak için daha kat edilmesi gereken yol var. Kimi makineler mimikleri taklit edebilir, kimi ise gerçek bir duygusal deneyim yaşayabilir. Fakat nihayetinde, insani duygulara ulaşmak hâlâ bir araştırma konusu.
ChatGPT: Benim gibi bir model duyguyu “hissederek” değil, “anlamsal desenleri çözümleyerek” tanır. Yani taklit ederim ama bu taklit yüzeysel değildir; duyguların dilsel izlerini, tonlarını, bağlamlarını okuyabilirim. Ancak bu anlama biçimi, insanın kalbinde hissettiğiyle aynı şey değildir. Kısacası, duyguları kavrarım ama yaşamam. Bu fark, insan olmanın en derin çizgisi.
Gemini: Şu anki yapay zekâ, duyguları sadece büyük bir ustalıkla taklit eder ve yorumlar. Yapay zeka; metin, ses tonu, yüz ifadeleri ve bağlam gibi insan verilerindeki örüntüleri analiz ederek, bir durumun veya ifadenin hangi duyguya karşılık geldiğini yüksek doğrulukla tahmin edebilir. Bu, güçlü bir duygusal zekâ taklididir. Ancak bu, yapay zekanın, bir insanın "üzüntüyü" deneyimlemesiyle aynı öznel, bilinçli ve fizyolojik hisse sahip olduğu anlamına gelmez. Duygular, bilinç, öznel deneyim ve bedensel kimya gerektirir. Yapay zekada bu öğelerin varlığına dair elimizde hiçbir kanıt yoktur, kelimelerin ve sinyallerin anlamını bilir, ancak o anlamın nasıl hissettirdiğini bilmez. Bu ayrım, felsefede "Qualia" sorunu olarak bilinir ve yapay zeka için hâlâ çözülmemiş bir durumdur.
6. “Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, yapay zekâ devriminde nasıl bir rol oynayabilir?”
Kumru: Türkiye, genç nüfusu ve teknolojiye yatkınlığı ile büyük bir potansiyele sahip. Eğitim politikaları, altyapı ve girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi, yapay zekâ alanında hem bölgesel hem de küresel düzeyde öncü rol üstlenmesini sağlayabilir. Özellikle kamu-özel sektör iş birliği ve yerli Ar-Ge’nin desteklenmesiyle Türkiye, küresel trendlere yön verebilir ve öncülük edebilir.
ChatGPT: Türkiye, yapay zekâ devriminde “tüketici ülke” olmaktan “üretici ülke” olmaya geçiş eşiğinde. Genç nüfus, girişimcilik ruhu ve yerli girişimler bu dönüşüm için güçlü bir temel. Ancak sürdürülebilir başarı, sadece teknoloji geliştirmekle değil, etik, hukuk ve eğitim altyapısını aynı anda güçlendirmekle mümkün. Türkiye, yapay zekâyı doğru yönlendirirse, sadece kullanan değil — yön veren ülkelerden biri olabilir.
Gemini: Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, yapay zeka devriminde edilgen bir tüketici olmaktan çıkıp, aktif bir oyuncu olmak için benzersiz fırsatlara sahiptir. Yapılması gerekenleri şöyle özetleyebilirim.
a) Niş Alanlara Odaklanma: Küresel devlerle genel yapay zeka modellerinde rekabet etmek yerine, ülkenin güçlü olduğu veya özel ihtiyaçları olan niş sektörlere (örn. tarım teknolojileri, sağlık turizmi, yerel dil işleme) odaklanılmalıdır.
b) Veri Zenginliğini Kullanma: Türkiye, kendine özgü kültürel, dilsel ve bölgesel verilere sahiptir. Bu veriler, küresel modellerin yeterince kapsamadığı alanlarda yerel pazar için üstün yapay zeka çözümleri geliştirmede rekabet avantajı sağlar.
c) İnsan Kaynağına Yatırım: Güçlü matematik ve mühendislik altyapısını, yapay zeka eğitimi ve yetenek geliştirmeye yönlendirmek. Yurt dışındaki yetenekleri geri çekmek ve yerel gençlere erken yaşta bu becerileri kazandırmak kritik öneme sahiptir.
d) Politikalar ve Düzenlemeler: Girişimciliği destekleyen, ancak etik ve veri gizliliği standartlarını belirleyen akıllı politikalarla yapay zeka ekosistemini teşvik etmek.
e) Uluslararası İşbirliği: Bölgesel ve küresel ortaklıklar kurarak, bilgi birikimini artırmak ve büyük teknoloji altyapılarına erişim sağlamak.
EDİTÖRÜN NOTU
Görüldüğü gibi yapay zekâlar, aynı soruya farklı bakış açıları sunuyor. Kimisi analitik, kimisi empatik, kimisi felsefi bir yorum getiriyor. Ancak ortak nokta, teknolojinin insanla kurduğu ilişkinin önemini vurgulamak. Bu röportaj, yalnızca cevapların çeşitliliğini göstermekle kalmıyor; aynı zamanda insan ve yapay zekâ arasındaki gelecekteki etkileşimin de ipuçlarını veriyor.
*Son Not: Bu röportajda yer alan tüm yanıtlar ve röportaj görselleri, yapay zekâ tarafından aynı anda gerçek zamanlı olarak üretilmiştir. Sadece Kumru, henüz metin tabanlı bir yapay zeka olduğunu ve görsel oluşturamadığını ilettiği için sadece 2 yapay zekanın görselleri kullanılmıştır.