Büyük Mübadele Buluşması’nda konferans veren Ortaylı, "Lozan Muâhedenâmesi, hem Türkiye’nin hem de Doğu Akdeniz’in ve Balkanlar’ın tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır" dedi.

Ortaylı, “Madde 1, birinci Cihan Harbi’nin hukuken sona erdiği bir Muâhedenâmedir. O vakte kadar savaş bitmemiş addediliyor. Bir mütarekeler silsilesi söz konusudur. Sevr kapatacaktı perdeyi, ancak bu perde yırtıldı. Lozan ile hallettik. Tarihte her safhanın çok değişik yorumlarla ele alınması yeni değildir. Fakat bu yeni tartışmaların açılmasında düpedüz tarihi hakikatleri reddetmek, görmezden gelmek maalesef yeni Türkiye’ye has bir cehalettir, okuma, yazma bilmemektir. Bir anlaşma nasıl okunur nasıl değerlendirilir bu bilinmez. Benim gençlik yıllarıma kadar Türkiye Cumhuriyeti, her safhada Lozan Antlaşması’nın Cumhuriyeti kuran tarihi belge olduğunu tekrarlardı" diye konuştu.

"12 Adalar'ı Yunanistan'a teslim ettiğimiz doğru değil"

Ortaylı, Lozan ile bazı toprakların kaybedildiği yönündeki iddialara da değinerek “12 Adaları Yunanistan’a teslim ettiğimiz tekrarlanıyor. Bunu, Yunanistan’da savaşı kaybettiğini gizlemek isteyen bazı sahte tarihçiler de tekrarlıyor. 12 Adalar’ın Türkiye’den çıktığı tasdik edildi diyorlar. Öyle bir şey yok. 12 adalar o zaman İtalya’nın geçici işgali altındaydı ve bu statü 2. Harbin sonuna kadar sürdü. 2. Harp’ten sonra da böyle bir iddiada bulunmak artık mümkün değildi” dedi.

"Tarih ortada"

Lozan’da zafer kazanıldığını vurgulayan Ortaylı, “1. Harbe girerken kaldırdığımız ama bize sonradan empoze edilecek Mondros’ta sözü edilen kapitülasyonları yeniden vermek istiyorlardı, bunun kavgası edildi. Bu çok önemli bir şeydir ve bu inatla başarıldı. Çünkü karşımızda 1. Harbin ana galibi İngiltere ve onun son derece küstah bir diplomatı vardı. Bizim Lozan için toprak kaybımız yoktur. İsmet Paşa hiçbir zaman 12 Adalar’ı verecek pozisyonda değildir” dedi. Ortaylı, Lozan ile birlikte Türkiye’nin benliğine kavuştuğunu ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Lozan bizim için bir zaferdir. En azından bunun çok başarılı bir uzlaşma olduğunu herkesin kabul etmesi gerekir. Bu anlaşmada bir takım şeyleri ileri sürenler, ‘100 sene sonra tekrar tartışılacak’ diyenler var. Böyle bir şey yok. İşte geldi 100. sene, bunlar uyduruk şeyler. Metinleri okur öyle konuşursunuz. Tarih ortada. Mübadeleyi biz istemedik ki. Ne Anadolu halkı, ne Gazi Mustafa Kemal Paşamız istedi. Bu bize empoze edildi. Kim empoze etti, Venizelos, itilaf devletleri dediğimiz batılı devletler zorladı.”