Savcılık ifadelerinin ardından otel sahibi H.O., otel çalışanları M.M.U.D.C., R.B., ilaçlama şirketi sahipleri Z.K., S.K. ve D.C. "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan tutuklama, simitçi M.K ise adli kontrol istemiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Hakimlik, otel sahibi H.O. hakkında ev hapsi, otel çalışanı R.B. hakkında yurt dışı çıkış yasağı kararı verdi, diğer otel çalışanı M.M.U.D.C., ilaçlama şirketi sahipleri Z.K., S.K. ve D.C. "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan tutuklandı.
Şüpheli H.O ifadesinin devamında şunları kaydetti:
"İlaçlama şirketi işlerini bitirdikten sonra oda yaklaşık 2-3 gün boyunca kapalı kalır. Sonrasında temizleme işlemi yapılarak kullanıma açılır. Benim ve çalışanlarımın ilaçlama işlemi ile ilgili herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Aynı şirkete Ağustos ayında da ilaçlama yaptırmıştık. Herhangi bir sıkıntı yaşamamıştık. Ben bu şirkete ilaçlama konusunda yetkili olup olmadıklarına dair herhangi bir sertifika sormadım. Olayda vefat eden şahıslar otelin 202 numaralı odasında konaklıyorlardı. Zehirlenme olayını olaydan 1 gün sonra otelde çalışan yeğenim E.O'nun beni araması ile öğrendim. Normalde otelde sadece H.D. ve E.O çalışır. H.D. izinli olduğu için R.B. ve M.M.U.D.C. isimli şahısları günlük çalışmaları için geçici olarak işe aldım. Bu şahısların görevleri resepsiyonda durmaktır."
Yaşanan olaydan kusuru olmadığını savunan H.O. "Ölen şahısların ilaç zehirlenmesi sonucu öldüğüne kanaat getirilse bile sorumluluk bu ilaçlama yapan ilaç şirketine aittir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum." beyanında bulundu.
RESEPSİYON GÖREVLİSİNDEN KORKUNÇ İTİRAF
Tutuklanmasına karar verilen şüphelilerden M.M.U.D.C, ifadesinde, söz konusu otelde yarı zamanlı olarak çalıştığını, oteldeki ilaçlama sırasında burada olmadığını, E.O. isimli kişinin çalıştığını, 12 Kasım 08.30 sıralarında otele geldiğini, 101 numaralı odanın kapılarının ilaçlama nedeniyle bantlı olduğunu öne sürdü.
Saat 10.00-11.00 sıralarında Servet ve Çiğdem Böcek'in kendisine çocuklarının kustuğunu, odanın temizlenmesi gerektiğini söylediğini kaydeden şüpheli M.M.U.D.C, şu beyanı verdi:
"Ayrıca sahilde bir şeyler yediklerini ve midelerinin bu nedenle rahatsız olduğunu söylediler, hastaneye gitmek için yardım istediler. Ben Kadırga Caddesi'nde klinik olduğunu kendilerine söyledim. Daha sonra otelden çocuklarla birlikte çıktıklarını gördüm. Mesaim bitmesi üzerine evime geçtim. Aynı gün aksam saat 20.30 sıralarında resepsiyon görevlisi olarak çalışan R.B. beni aradı acil işi olduğunu söyleyerek benim onun yerine çalışmamı istedi. Bende paraya ihtiyacım olduğu için kabul ettim. 22.45 sıralarında otele geldim. Otelde kusmuk kokusu vardı. Saat 01.00 sıralarında koku nedeni ile hava almak için otel dışına çıktım."
"KAPIYI KİLİTLEYİP KEBAPÇIYA GİTTİM"
M.M.U.D.C, hava aldıktan sonra geri döndüğünü öne sürerek, "01.30 sıralarında yemek için otelin kapısını kilitleyerek otel yakınında bulunan kebapçıya gittim. Kapıyı kitleme amacım otele hırsızın girmesini engellemektir. Zaten otelin giriş kapısında iletişim numarası ve anahtarların masanın üzerinde olduğu yazılıdır. 15-20 dakika sonra döndüğümde kapı önünde bir ambulans gördüm. Böcek ailesinin ambulansa bindiğini fark ettim. Benim olayla herhangi bir alakam yoktur. Kusurum olmadığını düşünüyorum." iddiasında bulundu.
"ARKADAŞIMLA GÖRÜŞMEK İÇİN YALAN SÖYLEDİM"
Hakkında adli kontrol tedbiri uygulanan şüpheli R.B'de ifadesinde üniversite öğrencisi olduğunu, kendisine harçlık çıkarmak için yabancı dili olması nedeniyle bazen otellerin resepsiyonunda çalıştığını, Böcek ailesini tanımadığını öne sürdü.
Otele 11 Kasım'da geldiğinde, 101 numaralı odanın kapısında bantlar olduğunu, lobide koku hissetmediğini, 12 Kasım günü normalde çalışacağını ancak arkadaşıyla görüşmek için hasta olduğu bahanesiyle lobide çalışan diğer arkadaşını arayarak yerine çalışmasını istediğini öne süren R.B, "Ben aslında hasta değildim sadece arkadaşımla görüşmek için yalan söyledim. Zaten böyle bir rahatsızlığım bulunsaydı hastaneye giderdim. Ben hastaneye herhangi bir rahatsızlığım olmadığı için gitmedim. Bizim çalışmış olduğumuz otelde herhangi bir yiyecek, içecek satışı da yoktur. Olayları sonradan öğrendim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum." şeklinde ifade verdi.
BİR AİLE YOK OLDU
Almanya'dan 9 Kasım'da İstanbul'a gelen ve Fatih'te bir otelde konaklayan Servet ve Çiğdem Böcek ile çocukları Kadir Muhammet ve Masal, mide bulantısı ve kusma şikayetleri üzerine 12 Kasım'da hastaneye başvurmuş, ertesi gün çocuklar müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan anne 14 Kasım'da, baba da 17 Kasım'da vefat etmişti.
Ailenin kaldığı otelde konaklayan 2 turist de bulantı ve kusma şikayetiyle aynı hastanede tedavi altına alınmıştı. Aynı odada konaklayan ve refakatçi olarak hastaların yanında bulunan üçüncü kişi, kalp atış hızının düşük olması nedeniyle tetkik amaçlı hastaneye yatırılmıştı.
Soruşturma kapsamında polis ekiplerinin yaptığı incelemenin ardından otel mühürlenmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında 11 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Şüphelilerden midyeci Y.D, lokumcu F.T, kokoreççi E.E. ile kafe işletmecisi F.M.O. 17 Kasım'da tutuklanmış, bugün ise ilaçlama şirketinin görevlileri Z.K, S.K. ve D.C. ile otel çalışanı M.M.U.D.C. tutuklanmış, otelin sahibi H.O. ve otel çalışanı R.B. ile simitçi M.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.