30 Ağustos Zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Besbellidir ki yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı...”

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk bu sözlerle anlatmıştı Büyük Taarruz’u.

Bundan tam 100 yıl önce kazanılan bu zafer, Türk milletinin kaderini değiştirdi.

Sakarya Zaferi’nden sonra 100 bin olan asker sayısı 200 bine çıkarıldı. Tüfek, makineli tüfek ve top sayıları da bir bir artırıldı… Ancak silah açısından Yunan kuvvetleri üstünlüğünü koruyordu.
Hazırlık sürecinde eğitime de büyük önem verildi, ordunun muharebe niteliği artırıldı. Sık sık tatbikatlar düzenlendi.

Dünya kamuoyu Türk ordusunun taarruz kabiliyeti olmadığını ve başarı sağlayamayacağını sanıyordu. Ancak yanılıyorlardı. Türk ordusu moral bakımından çok üstündü, 10 aylık aralıksız çalışma sonucu eğitim yönünden çok ilerledi. “4-5 ayda anca geçilir” denilen yerler saatler içerisinde geçilecekti…

30 Ağustos

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Türk ordusunun Kurtuluş Savaşı'nda kazandığı en önemli zaferin arifesinde, 30 Ağustos sabahında şimdi belde olan Kütahya'nın Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepe Çalköy'de birliklere taarruz emrini verdi.

O'nun bizzat yönettiği Dumlupınar'daki meydan muharebesinde kahraman Mehmetçik, Yunan birliklerini Allıören, Keçiler, Kızıltaş deresi yolunun iki yanında tamamen sarıp imha etti. Kızıltaş deresi bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan birlikleri, General Trikopis, General Diyenis ve birçok Yunan komutanı kaçtı.

Yunan ordusu büyük hezimete uğradı. Sağ kalan düşman askerlerinin bir kısmı teslim oldu, diğerleri ise İzmir yönüne doğru kaçmaya başladı.

"Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!"

Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan Büyük Taarruz’un son safhası tarihe “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” olarak geçti.
Bu zaferin ardından Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 1 Eylül'de Dumlupınar'da, Batı Cephesi'ndeki tüm subay ve erlere okunmak üzere bildiri yayımladı.

''Bütün arkadaşlarımın, Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri de verileceğini göz önünde bulundurarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü ve yurtseverliğinin kaynaklarını kullanarak, yarışmayı bütün gücüyle sürdürmesini talep ederim. Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!''

27 Ağustos’ta Afyonkarahisar, 30 Ağustos’ta Kütahya, 1 Eylül’de Emet ve Tavşanlı düşman işgalinden kurtarıldı. 9 Eylül’de İzmir’de Yunan ordusunu denize döken Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa’nın emrini büyük bir başarıyla yerine getirdi.

Türk milleti esir edilemez 

Yunan ordusu büyük bir hezimet yaşadı ve uzun süre toparlanamayacak şekilde imha edildi. Büyük zafer, Türk topraklarının işgal kuvvetlerinden tamamen temizlenmesini sağladı. “Anadolu işgal edilemez” düşüncesi doğrulandı.

Türk milletinin esir edilemez bir millet olduğu yeniden ispatlandı. Türk’ün büyük devlet adamları ve komutanlar yetiştiren “asker millet” olduğu bir kez daha gözler önüne serildi.

Askeri güçle kabul ettirilmek istenen Sevr Anlaşması, muharebe sahasında yırtılmış oldu. Lozan Barış Anlaşması'nın yapılmasını sağladı. Türkiye Misak-ı Millî'nin coğrafi hedeflerine ulaştı.