TÜİK’in yaptığı Türkiye Yaşlı Profili Araştırmasına göre akıllı cep telefonu kullanan 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin oranı %52,7 iken, tuşlu cep telefonu kullanan kişilerin oranı %32, bilgisayar kullananların oranı %6, tablet kullananların oranı %3,9 oldu.

Akıllı cep telefonu kullanan erkeklerin oranı %60,8, kadınların oranı %46,2 iken tuşlu cep telefon kullanan erkeklerin oranı %31,1, kadınların oranı ise %32,6 oldu. Bilgisayar kullanan erkeklerin oranı %8,9, kadınların oranı %3,6 iken tablet kullanan erkeklerin oranı %5,1, kadınların oranı ise %2,9 oldu.

Bu verilen dışında yapılan araştırmalar, teknoloji kullanımının yaşlıların refahlarını ve bağımsızlıklarını artırabildiğini ortaya koyuyor.

Teknoloji ihtiyaçlarını karşılayabilir

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaşlı nüfus hızla artıyor. Araştırmalar, dünya genelinde 60 yaş üzeri nüfusun 2025 yılında 1,2 milyara, 2050 yılında da 2 milyara ulaşacağına işaret ediyor. Yaşlanan nüfusun yaygınlaştığı bir dünyada insanların sağlıklı ve bağımsız bir hayatı sürdürebilmesi her zamankinden fazla önem taşıyor. Buna karşın özellikle Türkiye’de yaşlılıkta içe kapanma, sosyal hayattan uzaklaşma, yalnızlaşma, yaşlanmadan kaynaklanan fiziksel ve nörolojik fonksiyonlardaki azalmanın sonucunda daha önceden yapabildiklerini yapmakta zorlanma ve bunun sonucunda özgüven kaybının arttığı görülüyor.

Sosyal medya sayesinde yalnız değiller!

Yeni Etiket Yapıştıracaklardı! 9 Ton Küflü Gıdaya El Konuldu Yeni Etiket Yapıştıracaklardı! 9 Ton Küflü Gıdaya El Konuldu

Teknolojideki hızlı gelişmeye uzak kalmayan yaşlılarda kendilerine duydukları güven artıyor.

Günümüzde 60 yaş üzeri kesim de bilgisayar kullanmayı öğrenirken, bu sayede ‘e-posta’ ya da ‘internet’ aracılığıyla sosyal çevreleriyle iletişim içinde olabiliyor. Sosyal medya sayesinde, kişiler, yaşlılık döneminde de sosyal hayatın içinde olabiliyor. Bu da yalnızlık duygusuna iyi geliyor. Birbirleriyle sosyal medya aracılığıyla yoğun iletişimde bulunup, sanal ortamda video klipler, çiçekler, pastalar gönderiyor, takipçiler ediniyor, arkadaşlıklar kuruyorlar. Kısacası iki çift laf etmek için artık torunlarının, çocuklarının gözünün içine bakmıyorlar. Fenomen olanlar olabiliyor, beyin jimnastiği için bulmaca çözmekle yetinmek zorunda kalınmıyor, kendilerini yaşları nedeniyle sosyal hayattan dışlanmış hissetmiyor, yalnızlıklarına kısmi çare bulabiliyorlar.

Kaynak: TÜİK - Acıbadem Hastanesi