Gülşen bugün hakim karşısına çıktı ve savunmasında şunları söyledi:

"İki kişi arasında geçen bu diyalog nedense hedefe oturtuldu. Değerlerini incitmiş olabileceğim herkesten özür de diledim. Mesleki kimliğim ve duruşumun bir bedeli olarak mağdurum. Kadınlığım, bedenim, eşliğim, anneliğim üzerinden defalarca sözel olarak linç ve istismara uğradım hatta hedef gösterildim. Ama yine de duygu ve düşüncemi yeri geldiğinde ifade eden biriyim. Sahnedeki şaka, toplumsal duyarlılığımım bir uzantısı, tezahürü değildi. Sadece iki kişi arasındaki şakaydı.

Videonun 4 ay sonra ortaya çıkarılması yayılması ertesi gün linç kampanyası başlatılması ve cezaevine girmem bir gün sürdü. Ben bütün bunları hayatta Gülşen olarak var olmamın cezalandırılması olarak görüyorum. Manevi olarak çok orantısız bedellere maruz kaldım.

Maddi manevi zarardayım. En kötüsü oğlum İspanyada. 5 yaşındaki çocuğumdan uzak kaldım. Eşimin işleri nedeniyle ben ondan, o benden mahrumdur. 50 kadar konser iptal oldu. Bunların tazminleri gerekiyordu ve ödendi. Sahnede ve arkasında kalan arkadaşlarımın da mağduriyetlerini karşıladım. Yurt dışı yasağı nedeniyle oradaki konserlerime gidemiyorum. Yeni konserler planlayamıyorum. Bu mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Maddi olarak sıkıntılı bir sürecin sonlanmasını hem ailem hem de iş arkadaşlarım için istiyorum."

Mahkeme, Gülşen'in beraat talebini reddeti ve imza atma şeklindeki adli kontrol şartının kaldırılması ile yurt dışı çıkış yasağının devamına hükmetti.