CÜNEYT ALKIŞ / SAYFA16

FOTOĞRAFLAR: SERHAT HALLAÇ

Türkiye genelinde 2021 yılında sinema ve tiyatro salonlarıyla birlikte izleyici sayıları da ciddi düşüş sergiledi. Pandemi başta olmak üzere ekonomi ve dijital platformların yükselişi bu düşüşün başlıca sebepleri oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2021 yılı Sinema ve Gösteri Sanatları İstatistikleri'ni açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde sinema salonu sayısı 2021 yılında önceki yıla göre yüzde 11, tiyatro salonu sayısı ise yüzde 44 azaldı. Benzer durum seyirci sayılarında da yaşandı. Sinema seyirci sayısı 2021 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 27,9 azalırken, tiyatro seyirci sayısında ise bu azalış yüzde 84 oldu. Yerli film seyirci sayısı yüzde 75 azalırken, yabancı film seyirci sayısı ise tam tersi yüzde 130 artış gösterdi.

Bu rakamların ortaya çıkmasında kuşkusuz en büyük pay pandeminin. Pek çok şeyi değiştiren ve bir kırılmaya yol açan pandemi ve yarattığı kriz, sadece sağlık boyutuyla değil kültürel ve yaratıcı endüstriler üzerinde de yıkıcı bir etkiye sahip oldu. Özellikle salgın döneminde dijital platformların da hızlı yükselişi, insanların alışkanlıklarının değişmesine yol açarken, klasik yapım-dağıtım-gösterim zincirinin kırılmasına da sebebiyet verdi.

Filmleri gişede iş yapan Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar ve Ata Demirer gibi isimlerin de dijitale içerik üretmesiyle sinema sektörü daha zorlanacak gibi görünüyor. Tiyatroda da durum farklı değil. Sinema gibi dijital bir tehdidi henüz olmasa da pandemi ve ekonomik şartlar tiyatroda da ciddi yaralar açtı.

Dijitalin olumsuz etkisi seyirci tarafında değil üretimde…

Sektörün önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği’nin (SİSAY) Genel Sekreteri Fevzi Genç, 2020 ve 2021 yıllarının tamamen pandeminin gölgesinde geçtiğini, dolayısıyla bu dönemin rakamlarını değerlendirmenin çok anlamlı olmayacağını ifade etti. Sinemaların yılın büyük bir kısmında kapalı kaldığını, açık kaldığı sürelerde de içerik sıkıntısı çektiğini ifade eden Genç, dijital platformların sinema seyircisi üzerinde etkisinin ise sınırlı olduğunu düşünüyor. Genç, “Bunu şuradan anlıyoruz; seyircinin ilgisini çeken bir film vizyona girdiği anda yine eski seyirci sayılarına kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Spider Man, Bergen gibi filmler bu yıl için bunun en güzel örneği oldu” ifadelerini kullandı.

Geçmiş yıllarda yerli filmlerin pazar payının yüzde 65 civarında olduğunu ifade eden Genç, “Pandeminin asıl negatif etkisini film üretiminde gördük ve hala onun sıkıntısını yaşıyoruz. Pandemi nedeniyle bildiğiniz gibi setler ve dolayısıyla film üretimi durmuştu. Amerika tarafında film üretimi eski temposuna kavuştuğu halde ülkemizde bunu göremiyoruz. Bunun nedenlerinden biri de yapımcıların ve sanatçılarımızın yoğun bir şekilde dijital platformlara üretim yapmaları. Dijital platformların sinemalara olumsuz etkisini seyirci tarafında görmesek bile üretim tarafında görüyoruz.”

2022 yılının ikinci yarısından umutlu olduklarını ifade eden Genç, yeni sezonda seyirciyi sinema salonlarına çekecek iyi filmlerin geleceği müjdesini de verdi.

“Bizi ilk yapımcılar terk etti”

Cinetech Sinemaları Operasyonları Yöneticisi Samet Karaçay ise pandemi sürecinde kendilerini ilk terk edenlerin yapımcılar olduğunu, bu süreçte dijitale de kayılmasından dolayı sinemaların yerli film anlamında içeriksiz kaldığını, pandemi bitse de içerik olmadığından yabancı filmlerle işi götürmeye çalıştıklarını ifade etti.

Sinemada filmleri tutan isimlerin de dijitale kaymasıyla bu sürecin sürdüğünü belirten Karaçay, “Cem Yılmaz, Ata Demirer ve Şahan Gökbakar gibi filmleri yüksek gişe yapan popüler isimler dijitale kaydılar. Örneğin Ata Demirer’in son filmi Bursa Bülbülü, Disney Plus’ta yayınlanacak. Bu isimler ve yapımcılar pandemiden sonra alışkanlıkların değiştiğini ve o yüzden dijitale kaydıklarını söylüyorlar. Bence bir diğer sebebi de sıcak para. Filmini platforma satıyor, parasını alıyor. Hem film öncesi yapım masrafı çıkıyor geriye de ciddi bir kar kalıyor. Sinemada belki daha çok kazanabilir ama kazanamama riski de olduğundan daha garanti yolu seçiyorlar” dedi.

“Dijital de tükeniyor”

Sektörün önemli derneklerinden SİSAY’ın sinema-dijital arasındaki bu rekabetle ilgili çözüm üretmeye çalıştığını ifade eden Karaçay, “Yasa gereği filmler, 6 aydan sonra dijital platforma çıkabiliyor. Biz bunu 1 ay sinemada tutalım, sinemalar da ayakta kalsın, ondan sonra dijitale çıksın diyoruz. Ama henüz buna çözüm bulunamadı” diye konuştu. Dijital platformların da birkaç yıl içerisinde yüksek popülaritesini yitireceğini ifade eden Karaçay, “Orada da kaliteli yapımlar az. Bir diziyi bir gecede bitiriyoruz. Çok çabuk tüketiyoruz. Bence dijital platformlar şu an ki büyük cazibesini 2-3 yıl sonra yitirecek ve seyirci tekrar sinemaya dönecek” dedi.

Sektörde yüzde 50 kayıp olduğunu ifade eden Karaçay, “Pandemiden sonra sinemaları karamsar ruh haliyle açsak da Hızlı ve Öfkeli ve Bergen’le biraz toparladık ama bu kayıp hemen kapanmaz. Eylül’den sonra yeni filmlerin gelmesiyle yılı biraz iyi kapatırız” diyerek sözlerini noktaladı.

“Yerli film konusunda sıkıntı çektik”

Kent Meydanı Sinema İşletme Müdürü Soner Demirkol ise büyük bir endüstri olan sinema sektörünün pandemide alınan önleyici yasaklar ile durma noktasına geldiğine vurgu yaptı. Demirkol, “Pandemi kapsamında alınan önlemlerle birlikte insanların alım gücünün düşmesi ve dijital platformların artıp yaygınlaşması ile izleyicinin tekrar sinemaya dönmesi çok zaman aldı” dedi.

Bu süreçte yerli yapım konusunda sıkıntı çektiklerini ifade eden Demirkol şöyle devam etti: “Yerli yapımlar hem salgından dolayı çok fazla sete çıkamadı, çıkanlar erteledi, hem de gişe endişesinden dolayı çok fazla gösterime girmek istemedi. Böylece yapımcılar da filmlerini daha çok dijital platformlara taşımaya başladı. Örneğin filmleri gişede çok iş yapan Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Ata Demirer gibi isimler bile son projelerinde dijital platformu tercih etiler. Sinemalarımızda 2021’de çok az yerli film olduğu için mecbur yabancı filmler tercih edildi.”

İyi bir yapım olduğunda izleyicinin sinemaya geldiğini ifade eden Demirkol, bunun son örneğini Bergen filminde yaşadıklarını söyledi. Ancak tekrar yazın gelmesiyle bir durgunluk olacağını ifade eden Demirkol, eylül ayından sonra hem havaların soğuması hem de iyi yapımların gelmesiyle yılı iyi kapatacaklarına inanıyor.

PEKİ TİYATRODA DURUMLAR NASIL?

Sinemada durum böyle. Peki pandemide sinema gibi yara alan tiyatroda son durumlar ne? Sinema gibi dijital bir tehdidi henüz olmasa da pandemi ve ekonomik şartlar tiyatroda da ciddi yaralara yol açtı. Tiyatronun son durumunu, Bursa’nın kültür sanatına büyük fedakârlıklarla ciddi katkılar sunan Podyum Sanat Mahal’in Koordinatörü Fatma Ergüler ile konuştuk.

Turneler imkânsızlaştı, dekorlar minimalleşti

Tiyatro seyirci sayısının 2021 yılında, 2020 yılına göre yüzde 84, tiyatro salonu sayısının da yüzde 44 azalmasını değerlendiren Ergüler, bu gerilemeyi pandeminin yansı sıra salgınla birlikte takip eden süreçte giderek ağırlaşan ekonomik tabloya da bağlıyor. Özellikle İstanbul dışına turne yapmanın artan nakliye ve ulaşım maliyetleri ile neredeyse imkânsız hale geldiğini ifade eden Ergüler, ekonomik durumun, birbirine zincirleme bağlı bu sektörde oyunu yaparken, dekorunu üretirken, kostümünü hazırlarken ve oyunu kitlelere ulaştırırken bir şekilde karşılarına çıktığını vurguluyor.

Tiyatro her anlamda küçülüyor…

Ekonomik durumun tiyatrolardaki seyirci sayısına ve oyun içeriğine yansıdığını, dolayısıyla maliyeti daha düşük prodüksiyonlarda artış olduğunu söyleyen Ergüler, “Yeni nesil tiyatro zaten giderek sadeleşiyordu, pandemi sonrası bu durum zorunlu olmaya başladı. Tek kişilik oyunlar ve minimal dekorlar ile özel tiyatrolar nefes almaya çalışıyor. Kısaca pandemi sonrası tiyatro icracısı da izleyicisi de giderek azalan gelirler sebebiyle küçülüyor” ifadelerini kullandı. Burada kurumsal yapı ve markalara da seslenen Ergüler, “Hep söylediğimiz bir şey var; büyük, kurumsal yapılar ve markalar yıllık bütçelerine mutlaka sanata destek, çalışanına sanat hediye etmek gibi konu başlıklarını eklemeli. Döngüyü kırmak adına toplu satın almaları, oyunlara ve sahnelere sponsorluk yapmayı çok önemsiyoruz” dedi.

Kapasitemizin hepsini kullanmak isteriz ama…

Kendileri açısından 2022’yi de değerlendiren Ergüler, “Tiyatro sezonları ekimde başlar ve en geç mayıs sonu itibariyle kapanır. Geçmiş yıllara göre bizim sahnemiz özellikle çocuk oyunları ile yukarı ivmelendi. Toplam 8 aylık süreci (Ekim 2021-Mayıs 2022) değerlendirdiğimizde, yetişkin tiyatro / gösteri / standuplarında toplam 42 etkinlik yaptık ve 6 bin 400 izleyiciye ulaştık. Aynı dönemde çocuk tiyatrolarında da toplam 60 gösterim ve 7000 izleyici rakamını yakaladık. Çok amaçlı kullanabildiğimiz salonumuzda aynı zamanda 9 konsere de ev sahipliği yapıp toplamda 3 bin izleyiciyi misafir ettik. Tüm bu rakamlara baktığımızda salon kapasitemizin yüzde 40’ını kullandığımız görülüyor. Ne yazık ki; hem kültürel okuryazarlık seviyemiz, hem de ekonomik koşullar buna en büyük sebep olarak görünüyor" diyerek sözlerini noktaladı.