HABER: CÜNEYT ALKIŞ

KAMERA: SERHAT HALLAÇ

Ramazan ayı geldi. Ramazan yavaş yavaş kış ayına doğru gelirken bu yıl yaklaşık 14 saat oruç tutulacak. 11 ay boyunca belli bir yeme içme düzeninde bir anda böyle bir düzene geçince vücudumuz tepkiler gösterebiliyor. Yanı sıra sahurda ve iftarda neler yenmesi de bu dönemde büyük önem arz ediyor. Yanlış sahur beslenmesi gün boyu bizi açlık anlamında zorlarken, yanlış iftar beslenmesi de gece boyu hazımsızlık, şişkinlik ve mide ağrısı yaratabiliyor.

Peki tüm bunların olmaması için ne yapmalı. Diyetisyen Ecem Keskin, ramazan ayında sağlıklı beslenme ile ilgili önemli tüyolar verdi. Ramazanda en önemli şeyin, ağır yememek, su içmek ve yürüyüş yapmak olduğuna dikkat çeken Keskin, sahuru ise atlamamak gerektiğini vurguladı.

MUTLAKA SAHUR YAPILMALI

Diyetisyen Ecem Keskin şu tavsiyelerde bulundu: “Ramazanda mutlaka sahur yapılmalı. Yapılamdığı takdirde 13 saatlik açlık ve susuzluk, 18-19 saatlere çıkabiliyor. Bu da kan şekerinin bir anda düşmesine, halsizliğe ve günün verimsizleşmesine yol açabiliyor. Sahurda kahvaltı yapılmasını, yapılmıyorsa da çorba sebze gibi hafif bir öğün tercih edilmesini öneriyoruz. Ağır şeyler yiyeyim de tok tutsun algısı tamamen yanlış. Bu yiyecekler kan şekerini bir anda artırıp bir anda düşürdüğünden daha çok acıkmanıza sebebiyet veriyor. O anlık çok güzel doyuyoruz ama sonra çabuk acıkıyoruz.”

Keskin, “Sahurun olmazsa olmazı yüksek proteinden dolayı yumurtadır. Ekmekte tam tahıllı ekmekleri ve ekşi mayalı ekmekleri tercih etmeliyiz. Yağlı olup bize doygunluk vereceğinden dolayı ceviz, zeytin, zeytinyağlı salata da mutlaka sofrada yer almalı” diye konuştu.

İFTAR SOFRASINDA NE OLMALI?

İftarla ilgili de önerilerde bulunan Keskin, “İftara hurma ve zeytinle başlanabilir. Su ile başlanacaksa da çok fazla içmeden başlamalıyız çünkü hazımsızlık yapabilir. İftar yemeğini ağırdan almalıyız. Çorbayı mutlaka tavsiye ediyoruz. Çok uzun süreli açlıklardan sonra ağır bir şeylerle başlamak midemiz için çok zararlı. Aynı zamanda tokluk hisse yaratır ve yeterli yemek yemeyip vitamin ve mineral eksikliğimizi giderememiş oluruz. Çorba içtikten sonra biraz dinlenme ve mideyi rahatlatmayı öneriyoruz. Daha sonra sebze yemeği, belki et ürünleri ve bulgur pilavı gibi yemeklerle devam edilebilir. Sofrada mutlaka salata da olmalı. Çünkü lif ihtiyacımızı da o karşılayacaktır” dedi.

ŞERBETLİ TATLILARA DİKKAT!!!

Tatlı konusunda uyarılarda bulunan Keskin, şerbetli tatlılardan uzak durulması gerektiğini vurguladı. Keskin, “Kültürümüzde tatlı alışkanlığımız var. Özellikle ramazanda her sofrada tatlı oluyor. Bu dönemde ara öğün olmadığından meyve yiyemiyoruz. Şeker ihtiyacımızı hoşafla giderebiliriz. İftar sofrasında hoşafı öneriyoruz. Eğer illa tatlı olacaksa da mutlaka sütlü tatlı olmalı. Şerbeti tatlılardan uzak durmalıyız” ifadelerini kullandı.

SU VE YÜRÜYÜŞ...

Su ve yürüyüşün de ramazan için önemine dikkat çeken Keskin, sözlerini şöyle tamamladı: “Ayrıca su tüketimi de çok önemli. Ramazan yavaş yavaş kış aylarına denk geliyor. Kış aylarında zaten su tüketimimiz azalmışken buna bir de oruç eklenince susuzluk iyice artabiliyor. İftar ve sahur arasında susamasak bile mutlaka ara ara su içmeliyiz. Yapabilirsek de iftardan 1-2 saat sonra yürüyüş yapmalıyız. Çünkü yürüyüş yediklerimize sindirmemize yardımcı olup bizi rahatlatacaktır.”