Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hidayet Akdemir, yeni doğan bebek ve çocukların anomalilerinin genetik faktörlere veya kullanılan ilaçlara bağlı olabileceğini söyledi.

Yeni doğanlarda bebeklerde çok nadiren doğumsal beyin ve omurilik sinirleri ve omurgada anormal hastalıklar ile dünyaya geliyorlar. Günümüzün modern tıbbın ileri teknolijilerinden ultrasonagrafi sayesinde bebekler anne karnında iken bu nadir beyin ve omurilik anomalilerinin teşhisi konulabiliyor. Artık anne ve babalar bu hastalıklar hakkında daha doğum olmadan bilgilendiriliyor. Medicana International İstanbul Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hidayet Akdemir, en sık görülen yeni doğan bebek ve çocukların anomalileri hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Akdemir, yeni doğan bebeklerde oluşan beyin anomalileri kalıcı hasarlara yol açabileceğini söyledi.

Hidrosefali

Hidrosefalinin beyin omurilik sıvısının miktar ve basıncının artışı ile oluşan bir hastalık olduğunu belirten Dr. Akdemir, "Yeni doğan ve bebeklik döneminde başlıca, başın büyümesi, huzursuzluk, kusma ve gözlerin hareketlerinde kısıtlılık ile kendini gösteren yeni doğan hastalıklarının başında gelir. Beyin kanamaları, yeni doğanların bazı pıhtılaşma faktörleri eksikliğine bağlı beyin kanamaları, hamilelikte merkezi sinir sistemi enfeksiyonları, beyin tümörlerine genetik geçişli bazı hastalıklar, doğum esnasında tarvmatik nedenlerle karşımıza çıkmaktadır. Hidrosefali teşhisinde öncelikle bebeğin muayenesinde huzursuzluk, kusma, baş büyümesi, göz kaymaları ve ön bıngıldakta basınç artması önceliklidir" diye ifade etti.

"Kafatası ve gözlerde şekil bozukluğu ile doğabilirler"

Dr. Hidayet Akdemir, "Bebek doğduğu zaman kafatası birbiriyle bağlantılı birçok küçük kemiklerden oluşur ki bu bağlantı yerleri hamilelik döneminde erken kapanmasına kraniosnoztoz adı verilmektedir. En belirgin olan dört kafa kemiğin birleştiği anterior fontanel (bıngıldak) adı verilen kısım bebeğin büyümesine izin veren ve genellikle ortalama 12 ayda kapanan bölgedir. Bu bıngıldak bölgesinin veya kafa kemikleri eklem yerlerinin erken kapanması sonrası bebekler kafatası ve gözlerde şekil bozukluğu ile doğarlar. Bu kemiklerin erken kapanmasının nedenleri; bazı durumlarda genetik geçişli olup diğer nedenleri; yakın akraba evliliği, annenin hamilelikte kullandığı ilaçlar, kan uyuşmazlıkları, radyasyon bilinen nedenler arasındadır" dedi.

"Omurga ve omurilik anomalileri hamileliğin erken dönemlerinde oluşabilir"

Prof. Dr. Hidayet Akdemir, "Omurganın hamileliğin oluşumu esnasında 3-4 haftasında omurgaların kemik yapının kapanmaması veya açık kalması sonrası içerisinde beyin omurilik suyu bulunduran bir kese (meningosel) veya bu kesenin içerisinde birden fazla omurilik sinirlerinin bulunduğu (meningomiyolosel) kesenin belden dışarı çıkmasıdır. Bu anomaliler hamileliğin erken döneminde oluşmaktadır. 1000 canlı doğumdan 0.5-3 bebekte görülmektedir. Nedeni tam bilinmemekle birlikte; genetik faktörler, hamilelikte bilmeden veya daha önceden raporlu olarak kullandığı ilaçlarla bağlı, bazı vitamin elemanları (folik asit) eksikliği ve diğer bilinmeyen nedenlere bağlı görülmektedir" şeklinde konuştu.

Yeni doğan bebeklerde bir diğer doğumsal anomalilerden bir tanesini de omuriliğin doğuştan ayrık olması ile alakalı olarak açıklarken Dr. Akdemir şu konulara dikkat çekti: "Bu nadir bir anomali olup kız çocuklarında daha sık görülmektedir. En sık sırtta ve bel bölgelerinde görülür. İki tipi vardır. Birinci tipinde arada bir fibroz zarla ayrılar iki omurilik bulunmaktadır. İkinci tipinde ise ayrık omurilik hastalığı bu tipinde ise omurilik normalden farklı olarak arada bir kemik ve zarlar ile bölünmüştür. Bu tip ayrık omurilik hastalığın yanında; omurilik yağ bezleri (lipom), omurga eyrilikleri (skolyoz), omuriliğin fazla sarkması (gergin omurilik sendromu), omurilik kistleri, beyincik sarkması ile birlikte görülür. Bu anomali hastalar da ciltte anormal aşırı kıllanma, cilt altı yağ bezleri, dermal sinüs gibi bulguları görülür. Bu hastalarda ayaklarda ve parmaklarda deformiteler ve omurga eğrilikleri sıklıkla görülür. Bel ağrıları erişkinlerde daha sık görülürken, çocuklarda daha seyrek görülür. Nörolojik şikayetleri daha çok adelosan çağında ortaya çıkar buda daha çok omuriliğin gerilmesine bağlı görülmektedir" diye konuştu.