12 Eylül, Askeri vesayetin 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü kez zorla müdahalesi olarak tarihteki yerini aldı.

Tarihler 12 Eylül'ü gösterdiğinde söz konusu plan, aynı isimle sabaha karşı uygulandı ve darbeciler ülke yönetimine el koydu.

Darbeciler Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun'dan oluşan Milli Güvenlik Konseyi, bütün yetkileri ele aldı.

Bu müdahale ile Süleyman Demirel’in başbakan olduğu hükumet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir askeri dönem başladı. Bu dönem yaklaşık dokuz yıl sürdü. 12 Eylül 1980 ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı.

Belgelere Göre Darbenin Bilançosu

-650 bin kişi gözaltına alındı.

-1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

- Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

- 71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.

- 98 bin 404 kişi 'örgüt üyesi olmak' suçundan yargılandı.

- 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi.

- Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı).

*Erdal Eren 17 yaşında idam edildi

- İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.

- 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

- 171 kişinin 'işkenceden öldüğü' belgelendi.

- Cezaevlerinde toplam 299 kişi hayatını kaybetti.

- 14 kişi açlık grevinde öldü.16 kişi 'kaçarken' vuruldu.

- 95 kişi 'çatışmada' öldü.

-73 kişiye 'doğal ölüm raporu' verildi.

- 43 kişinin 'intihar ettiği' bildirildi.

- 388 bin kişiye pasaport verilmedi.

- 30 bin kişi 'sakıncalı' olduğu için işten atıldı.14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.

- 30 bin kişi 'siyasi mülteci' olarak yurtdışına gitti.

- 937 film 'sakıncalı' bulunduğu için yasaklandı.

- 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

- 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.

- 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

- Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

- 31 gazeteci cezaevine girdi.

- 300 gazeteci saldırıya uğradı.

- 3 gazeteci silahla öldürüldü.

- Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.

- 13 büyük gazete için 303 dava açıldı.

- 39 ton gazete ve dergi imha edildi.

Anayasayla Birlikte Köklü Bir Değişim Oldu

Darbe ardından geçen 3 yıl içerisinde önemli kanunların tamamına yakını değiştirildi ve askerî yönetimin belirlediği Danışma Meclisi tarafından hazırlanan Anayasa, 7 Kasım 1982 yılında yapılan ve aleyhte konuşmanın ve propaganda yapmanın yasak olduğu referandumda, yüzde 92'lik "Evet" oyu ile büyük farkla kabul edildi.

Halk oylamasında 'Hayır' oyu kullananları sandık başında baskı altında tutmak için rengi dışarıdan görünen oy pusulaları kullandırıldığı iddia edildi ama bu, Anayasa'nın çok büyük çoğunlukla kabul edilmesini açıklayan tek neden değildi.

Anayasa'nın kabulünün bir başka önemli etkeni olarak, ihtilal öncesi iç savaş ortamı nedeni ile vatandaşların kendi hayatlarından endişe etmesi oldu.

Aynı halk oylamasında, Kenan Evren otomatik olarak Cumhurbaşkanı seçildi. Kabul edilen Anayasa'da bulunan, askerî yönetim üyelerinin ömür boyu yargılanmasını engelleyen, geçici 15. madde, 2010 Türkiye anayasa değişikliği referandumuna kadar kaldırılmadı.

Darbenin sorumluları ilk kez hakim karşısında

"Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanamayacağı"na dair anayasanın geçici 15'inci maddesi, 12 Eylül 2010'daki referandumun ardından kaldırıldı.

Ardından Türkiye'nin dört bir tarafından, darbenin sorumluları ile bu kişilerin emir ve talimatlarını uygulayanlar hakkındaki suç duyuruları yapıldı.

O dönem hayatta olan Evren ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.

Evren ve Şahinkaya hakkında hazırlanan iddianamenin Ankara 12'nci Ağır Ceza Mahkemesince 10 Ocak 2012'de kabul edilmesiyle Türkiye tarihinde ilk kez bir darbenin sorumluları yargı önüne çıkarıldı.

İki darbeci, ''Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya ve anayasa ile teşekkül etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engel olmaya cebren teşebbüs etmek'' ile suçlandı.

Sağlık gerekçesiyle duruşmalara katılmayan Evren ve Şahinkaya, telekonferans aracılığıyla yaptıkları savunmalarında suçlamaları kabul etmedi, kurucu iktidar olduklarını, mevcut mahkemelerin kendilerini yargılayamayacağını öne sürdü.

Devam eden dava, Ankara 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi yasayla kapatılınca dosya Ankara 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesine devredildi.

Mahkeme, 18 Haziran 2014'te Evren ve Şahinkaya'yı, 1979'da verdikleri muhtırayla "anayasa ve TBMM'yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", 1980'de de cebren "anayasayı tağyir, tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül eden TBMM'yi ıskat ve cebren men" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.