Türkiye komplo inançları liginde uzun süredir başa oynuyor. YouGov ile Cambridge’in 2021 yılında 24 ülkede yürüttüğü çalışmada, birçok komplo teorisine inançta Türkiye’nin en yüksek oranlara sahip ülkelerden biri olduğu görülüyor. ABD ile ilgili bir komplo teorisi olan 11 Eylül saldırıları ile ilgili olan iddialara ABD’de halkın yüzde 17’si inanırken, bu oran Türkiye’de yüzde 41. Türkiye Genel Sosyal Saha Araştırması’nın verilerine göre, Türkiye’nin yüzde 55’i dünyayı küçük ve gizli bir grubun yönettiğine inanıyor. Benzer şekilde Veri Enstitüsü’nün yürüttüğü çalışmaya göre, halkın yüzde 51’i “komplo kırılganı”; yani komplo teorilerine ve diğer yanlış bilgi türlerine inanmaya meyilli.
Peki neden?
Birincisi, gerçek olan ve olmayanı ayırt etmek için eğitimli bir zihin gerekiyor. Ancak ülkemizin eğitim sistemi bunu sağlamaktan oldukça uzak. PISA 2022 sonuçlarına göre, ülkemizdeki öğrenciler kendi dillerinde okuduklarını anlama, matematik ve fen bilgisi alanlarının tamamında OECD ortalamasının altında. Bilim okuryazarlığı ve bilimsel akıl yürütme becerilerinin yanlış bilgiye dirençte önemli olduğu ise araştırmalarca gösteriliyor.
İkincisi, yürütülen çalışmalarda, yolsuzluk seviyesinin yüksek olduğu ülkelerde komplo inançlarının da daha yüksek olduğunun çıkması. Bunun sebebi aslında basit: Bilgi kaynağımız olan kurumlara güven azaldıkça, anaakım anlatının dışında farklı açıklamalar aranmakta, bu da insanları komplo teorilerine karşı savunmasız bırakmakta. Türkiye, Yolsuzluk Algısı Endeksi’ne göre bu konuda oldukça kötü durumda. En temiz ülkeden en yolsuz ülkeye doğru yapılan sıralamada, 2024 verisine göre Türkiye 107’nci sırada. Birçok kuruma güven oldukça düşük.
Güvensizlik sorunu...
Türkiye Genel Sosyal Saha Araştırması’na göre halkın yüzde 52’si büyük şirketlere, yüzde 53’ü hukuk sistemine, yüzde 63’ü siyasi partilere güvenmiyor. Bu güvensizlik, onlarla ilgili ortaya atılan komplo teorilerini de daha “inanılır” kılıyor. Bu durumun, hiç sevmediğiniz bir insanla ilgili anlatılan her kötü hikâyenin çok inandırıcı gelmesinden bir farkı yok. Kısaca, insanlar her zaman komplo teorilerine inandıkları için bir kişiyi veya grubu sevmiyor değiller; daha ziyade, o kişiye veya gruba halihazırda zaten güvenmedikleri için onlarla ilgili komplo teorilerine kolaylıkla inanıyorlar.