Türkiye’de ifade, basın ve bilgi edinme özgürlüklerini koruma amacıyla kurulan Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), 2024 Dava İzleme Raporu’nu yayımladı. 1 Eylül 2023-20 Temmuz 2024 arasındaki dönemi kapsayan rapora göre, Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar daha da arttı. İzlenen toplam 281 davada 614 duruşma görüldü ve bu davalarda toplam 1.856 sanık yargılandı. 

Beşar Esad'ın babası Hafız Esad’ın mezarı yakıldı Beşar Esad'ın babası Hafız Esad’ın mezarı yakıldı

Yargılananlar arasında gazeteciler, aktivistler ve öğrenciler en büyük grupları oluşturdu. Yargılananların en büyük grubunu %46,31 ile aktivistler oluştururken, öğrenciler %20,25 ve gazeteciler %19,71 ile yargılananlar arasında yer aldı.

Bu dönemde yargılanan kişilere özellikle terör suçlamaları ve ifade özgürlüğüyle bağlantılı hakaret suçlamaları yöneltildi. En çok yöneltilen ilk üç suçlama, her biri %12,63’lük oranla, “terör örgütü propagandası yapmak”, “silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” oldu. Bunları %9,69 ile “Kamu görevlisine hakaret” suçlaması izledi. 

28 davada toplam 233 yıl hapis verildi

Kişiler en çok “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla yargılandı. Bu suçlamayla yargılanan 1.125 sanığın %63,1'ini aktivistler oluşturdu. İzleme döneminde 281 davadan 108'inde karar açıklandı, bunların 74'ünde 369 sanık beraat etti.

Ancak, 28 davada sanıklara toplamda 233 yıl 4 ay 14 gün hapis cezası verildi. Ayrıca, 5 davada 5 sanığın toplamda 88 bin lira adli para cezası ödemesine hükmedildi. Yine bu dönemde, asliye hukuk mahkemelerinde görülen davalarda sanıkların toplam 37 bin 500 lira tazminat ödemesi kararlaştırıldı.

Devlet görevlileri davaların tarafı

Bu yılki raporun önceki yıllarda hazırlanan raporlara göre ayırt edici özelliği izlenen tüm davaların şikâyetçi, mağdur veya davacıların konumuna göre analiz edilmesi oldu.

Bu dönemde izlenen 107 davada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ailesi, yüksek profilli devlet görevlileri, yargı mensupları, asker ve vali gibi mülki idare amirleriyle polisler, şikâyetçi veya davacı olarak yer aldı. Bu 107 davada 230 kişi mahkeme karşısına çıkarıldı. Bu sanıkların 116’sını gazeteciler oluşturdu.

İzleme döneminin başladığı 1 Eylül 2023’te, Türkiye’de 30 gazeteci ve medya çalışanı, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyordu. İzleme döneminin sona erdiği 20 Temmuz 2024’e kadar üç gazeteci daha tutuklandı ve toplamda 17 gazeteci tahliye edildi. Raporun hazırlandığı Eylül ayında, 21 gazeteci hâlâ tutuklu veya hükümlü olarak cezaevlerinde tutuluyordu.

İddianamelerde yer alan deliller

Gazetecilere yönelik açılan ifade ve basın özgürlüğü davalarında en sık delil olarak gösterilen unsurlar arasında haberler, sosyal medya paylaşımları, TV konuşmaları veya programları ve çektikleri fotoğraflar yer aldı. Örneğin, bu davalarda 107 kez haberler ve köşe yazıları delil olarak sunulurken, sosyal medya paylaşımları 86 kez delil olarak gösterildi. Gazetecilerin takip ettikleri sosyal medya hesapları da aleyhlerine delil olarak kullanıldı.

Terörle ilişkili suçlamalarda ise delil olarak sunulan unsurlar daha da çeşitlilik gösterdi. Bu tür davalarda, haberler, fotoğraflar ve yazılar gibi delillerin yanısıra, kolluk fezlekesi, polis raporları, kriminal raporları, MASAK raporları, gizli veya açık tanık beyanları gibi unsurlar sıklıkla delil olarak kullanıldı. Gizli ve açık tanık beyanları 17 kez, tanık, şüpheli veya müşteki ifadeleri ise 16 kez bu davalarda delil olarak sunuldu. Örneğin, çöpte bulunan hafıza kartından haber için çekilen fotoğrafların çıkması üzerine bir gazeteci hakkında “örgüt üyeliği” ile “örgüt propagandası” iddiasıyla Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Kaynak: Aposto - Melisa Gülbaş