SERHAT HALLAÇ / SAYFA16

Her yıl 5-6 Mayıs tarihlerinde kutlanan Hıdırellez, bu yıl da coşkuyla karşılandı.

Orta Asya, Ortadoğu, Anadolu ve Balkanlar'da baharın gelişini kutlamak için yapılan bayram olan Hıdırellez, Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak da adlandırılıyor. Hıdırellez, Hızır ve İlyas peygamberlerin her yıl buluştuklarına inanılan gün olarak düşünülür ve kutlanır. Hıdırellez, uygarlıklar değiştikçe adı değişen binlerce yıllık geçmişi olan tarihi bir gün. Her yıl 5-6 Mayıs'ta tabiatın yeniden doğumu ve Hızır ile İlyas peygamberlerin buluşması kutlanır.

VAZGEÇİLMEZ RİTÜELLER

Çocukluk dönemlerimizde çok daha fazla kutlanan, şimdilerde etkinliklerin biraz azaldığı bu özel günde hala pek çok etkinlik yapılmakta, bu güne özel ritüeller hayata geçirilmekte. Hıdırellez ateşi bu ritüellerin en önemlisi. O gün doğanın yeniden canlanması simgeleyen bir ateş yakılır ve üstünden atlanır. Bu ritüel, Hıdırellez'in en temel ve vazgeçilmez ögesidir.



Ateşin yanı sıra kötülüklerden korunmak için kapılara, pencerelere ısırgan otu ya da yeşil bitkiler asılır, bağlanır. Dilekler kağıtlara yazılır ve gül dalına asılır. Eğer varsa yaşadığımız bölgede çay, nehir ve dere gibi bir su akıntısı, dilek kağıtları gün doğmadan oraya bırakılır.



Ertesi gün yapılacak Hıdırellez şenliği için erken yatıp erken kalkılır ve arkadaşlar ile buluşulup eğlencenin yapılacağı alana gidilir. Öğleden sonra kadınlar ve erkekler toplaşıp Hıdırellez'e özel hazırlanmış yemeklerden oluşan pikniğe gelir, salıncaklar kurulur, kahkahalar havada uçuşur.

Yorulunca çimenlerin üzerine uzanılır ve gökyüzüne bakılır. Yüzümüzü güneşle yakarken, içimizi ışığı ile doldurur ve hayaller kurulur geleceğe dair.

Hıdırellezde kurduğumuz tüm hayaller ve tuttuğumuz tüm dileklerin kabul olması dileğiyle.