İNCELEME: TUNCAY BAŞ

Kendisini Elly Hakkında (Elly About-2009), Bir Ayrılık (A Separation-2011), Satıcı (The Statesman-2016) gibi filmlerle tanıdığımız İranlı yönetmen Asghar Farhadi’nin son filmi olan Kahraman (A Hero), 2021 Cannes Film Festivali’nde yarışarak Jüri Büyük Ödülü’nü kazanarak dikkatleri üzerine çekti.

Film sadece başarısıyla değil aynı zamanda Farhadi’nin öğrencisinin filmin senaryosunun kendine ait olduğu yönündeki başlattığı hukuki süreçle de adından söz ettirdi.

2022 Cannes Film Festivali’nde Jüri olarak bulunan Farhadi, bu iddialar hakkında sorulan sorular üzerine filmin hikayesinde, Bertholt Brecht’in ‘’Galileo’nun Yaşamı’’ adlı oyunundan ilham aldığını ve bir süredir bu konu üzerine düşündüğünü bunun yanında, günümüzde medyada insanların hızlı bir şekilde popülerleştirilerek kahramanlaştırılması ve sonrası bu kahramanlaştırmanın anti-kahramana dönüşmesi gibi karşıtlıklarla ilgili yayınları takip ettiğini, kahraman sıfatı ve bu sıfata yüklenen anlam üzerine bir süredir kafa yorduğunu ifade etti.

Birgün Gazetesi'nin haberine göre; İran medyasına yansıyan Şiraz’da yaşayan Shokri isimli bir mahkûmun yaşadıklarının senaryoda işlenen konuya benzer olduğunu, bu filmin hikâyesinin kendisini dava eden öğrencisi tarafından yaratılmadığını, tıpkı bu olayda olduğu gibi kamuya açık hale gelmiş olayların farklı bakış açılarıyla ele alınıp işlenebileceğini iddia edildi.

Özetle filmde Rahim Sultani isimli ana karakter iş kurmak için tefeciden borç almış ve bu parayı ödeyemediği için kendisine kefil olan bacanağı Bahram bu borcu kızının çeyiz paralarıyla ödemek zorunda kalmıştır. Ardından Bahram, Rahim’i dava etmiş ve bu dava etme süreci Rahim’in cezaevine girmesiyle sonuçlanmıştır. Devam eden süreçte Rahim ceza evinden çıkıp oğlu Siyavuş ve kız arkadaşı Ferhunde ile yeni bir hayat kurmanın yollarını aramaktadır.

Genel anlamıyla Farhadi filmde kahramanlık, şüphe ve vicdan gibi meseleleri gündeminde tutarak film boyunca daima izleyiciyi her karaktere ve her duruma karşı eleştirel bir tutumla hikâyeye dâhil ederek olay örgüsü içerisinde her bir karakteri ve her bir durumu bu eleştiri süzgecinden ustalıkla geçiriyor.

Film boyunca da izleyicinin dikkatini hikâye karşısında diri tutmayı başarıyor. Farhadi, Ferhunde’nin içerisinde altın bulunan bir çanta bulmasıyla Rahim’in cezaevinden çıkma umutlarının bu çanta sayesinde yeşerdiğine bizleri inandırsa da  sonrasında gelişen olaylar silsilesi hikayeyi bambaşka bir alana taşıyor. İlk olarak Rahim, cezaevinden aldığı iki günlük izninde kız arkadaşı Ferhunde ile birlikte altınları satarak borcunu kapatmayı denediyse de altınların borcuna karşılık gelecek rakam etmediğini öğrenir. Bunun üzerine Ferhunde ile birlikte bir kahramanlık anlatısı inşa etmeyi deneyerek bu çantayı kendisinin bulduğu yönünde bir izlenim yaratarak bankaya giderek bir ilan verir. Cezaevinde olduğu içinde kendisine ulaşmaları için bir ceza evi görevlisinin telefon numarasını bırakır. Bir süre sonra çantanın sahibi olduğunu iddia eden bir kadının bu numarayı aramasıyla birlikte tüm ceza evi yönetiminin de bu durumdan haberi olur.

Artık Rahim’in bir kahramana dönüşmesi için geri sayım başlamıştır. Bir süredir ceza evinde mahkûmlara kötü muamele uygulandığı yönünde söylentiler çıkmasıyla imajı zedelenen ceza evi yönetimi kendi imajını da düzeltmek adına bu kahramanlık hikâyesini medyaya taşıyarak Rahim’in toplum tarafından da tanınır olmasını sağlar. Olayın medyada yankılanması üzerine Rahim için devreye giren yardımlaşma derneği yöneticileri bir yardım kampanyası başlatarak Rahim’in oğlu Siyavuş’u da bu sürecin bir parçası haline getirirler. Ayrıca alacaklısı Behram ile Rahim arasında arabuluculuk rolüne üstlenirler. Ancak bir süre sonra çantayı Rahim’in bulmadığı yönünde söylentilerin çıkması ve Behram’la Rahim arasında geçen tartışmanın görüntülerinin medyada yayılmasıyla birlikte Rahim’e yönelik şüpheler iyice artar ve olaylar kontrolden çıkar.

Bir süre sonra yardım kampanyasında Rahim için toplanan paraların bir idam mahkûmunun hayatının kurtulması için verilmesi gündeme gelir. İşte tam da burada bir vicdan tartışması gündeme geliyor. Rahim’in serbest kalması için toplanan paralar Rahim’in özgürlüğü için mi yoksa idam cezasına çarptırılan bir mahkumun hayatının kurtulması için mi harcanacaktır. Bize göre Farhadi, burada izleyiciyi her şeyden önce gerek Rahim’i, gerek idam cezasına çarptırılan mahkumu bu çıkmaza düşüren sistemin kendisini sorgulamaya itmekte. Bu her ne kadar hikâyede açık bir şekilde kendisini göstermese de İran’daki yönetim anlayışının kapalı bir yapıda olmasından dolayı bize göre örtük bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. En nihayetinde kendi vicdanıyla baş başa kalan Rahim toplanan paraların idam mahkûmunun hayatına karşılık verilmesine razı olur.

Rahim başlangıçta söylediği bu yalanın sonuçlarının çığ gibi büyüyerek olayların kontrolden çıktığını, cezaevi yöneticisinin video üzerinden (aynı zamanda da konuşma bozukluğu olan oğlu Siyavuş’u) ceza evinin çizilen imajını tekrar toparlamak adına duygusal olarak sömürmeye çalışmasına daha fazla tahammül edemeyerek ceza evine tekrar döner.

Toparlayacak olursak bu filmde; Farhadi bu hikayeyle birlikte günümüzde güncel bir mesele olan sosyal medyanın yaşamlarımızın merkezinde yer alarak herkesin çok çabuk bir kahramana ve anti-kahramana dönüşmesinin nedenleri üzerine izleyiciyi düşünmeye itiyor.

Bu hikâyeden de göreceğimiz üzere hem ceza evi yönetimi hem de yardım derneği yöneticileri bir mağdurun mağduriyetinin giderilmesinden ziyade kendi imajlarını düzeltmenin derdine düşmüştür. Hatta bu uğurda Siyavuş’un kekemeliğini dahi bir duygusal sömürü aygıtı haline getirmekten geri durmamıştır. Bu filmle birlikte aslında İran’da da sosyal medyanın insanların yaşamlarına ne denli yön verdiğini görebiliriz. Bunun yanında ödenmeyen bir borca karşılık olarak da insanların özgürlüklerinden feragat ettirilerek tutsak edilmesi durumuyla da bir hukuk tartışması gündeme gelmekte.

Ödenemeyen borcun karşılığı ceza evinde tutsak edilmek midir? Kişileri tefeciden borç alacak duruma düşüren ilişkiler ağını yaratan sistemin kendisi sütten çıkmış ak kaşık mıdır?

Film, bu sorularla zihinlerimizi kurcalamayı başarmıştır.