Asırlar boyunca üç kıtaya hükmeden Osmanlı Devleti’nin sultanları, şehzâdeliklerinden itibaren oldukça kapsamlı eğitimlerden geçiyorlardı. Askerî ve siyasî eğitimlerin yanı sıra, sanat alanında da kendilerini geliştiren sultanların büyük bir çoğunluğu, müzik alanında ihtisaslaşmışlardı. Hatta bu alanda o kadar mahirlerdi ki, kendilerine ait bestelerinin yanında, keşfettikleri makamlar da bulunuyordu.

Bunlardan biri de Osmanlı İmparatorluğu'nun 32. padişahı Sultan Abdülaziz. Osmanlı modernleşmesinin baş aktörlerinden biri. Sultan Abdulaziz'i saltanatı döneminde Avrupa’ya savaş dışında ziyarette bulunan ilk padişah olarak tanıyoruz. Hükümdarlığı süresince sık sık ülke içi ve ülke dışı temaslarda bulundu ve geziler düzenledi.

Piyano çalan ve özgün besteleri olan padişahın, notası İtalya’da basılan lirik “Gondol Şarkısı” ve Sultan’ın bir başka özgün bestesi Invitation à la Valse “Valse Davet” Avrupa basınını oldukça şaşırttı. “Hicâz Sirto”, “Lalezar Bi Huzurum”, “Sultans Polka”, “Hicaz Mandıra” bazı besteleri.

Abdülaziz Han, Ruhi Ayangil'e göre Batı mûsikîsi üzerine beste yapan hanedana mensup ilk kompozitördür. Merhum Vedat Kosal bu kabiliyetli hükümdarın dört kısa piyano parçasının 1970’li yıllarda İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde olduğunu ve ne hikmetse bunların üçünün kaybolduğunu iddia ediyor. Bunların içinde elimizde kalan tek piyano eseri ‘Invitation a la valse’ isimli Valse Davet.

VALSE DAVET/ SULTAN ABDULAZİZ HAN

GONDOL/ SULTAN ABDÜLAZİZ HAN

LALEZAR Bİ' HUZURUM/ SULTAN ABDÜLAZİZ HAN