Bursaspor'da genel kurul tamamlandı. Başkan seçilen Enes Çelik ve yönetimi ertesi gün mazbatasını alıp göreve başladı. Camiada büyük heyecan var.

Ömer Furkan Banaz döneminde yönetime ve belediyeye olan tepkilerin çoğalmasıyla duymaya başlamıştık ilk defa "güçlü oluşum" söylemlerini. Neden daha önce çıkmadılar ya da neyi beklediler buralara hiç girmek istemiyorum. Muhtemelen belediye başkanı değişikliğini beklediler ama o süreçte de Bursaspor 3.Lig'e düşmüş oldu tabi. Neyse.

Kongre öncesi sağlamaya çalıştıkları birliktelik tüm Bursaspor camiasının özlediği ve görmek istediği bir birliktelikti. Nitekim kongre salonundaki protokolün görüntüsü yıllar sonra yakılan bir umut ışığı oldu. Bütün Bursa'nın siyasileri Bursaspor için bir araya geldiler ki bu çok değerli bir durum. Umarım bunu doğru kullanmaya devam ederler.

Transfer tahtasıyla alakalı görüşmelere başladıklarını basın ve sosyal medya aracılığı ile bizlere duyurduklarında artık hareket geçmiş olduklarını anlamıştık. Adaylık açıklamasında hibe edeceklerini söyledikleri 200 Milyon TL, bu işe ne kadar sağlam ve güçlü geldiklerini gösteriyordu. Kendi güçleri ve şehrin potansiyel desteğiyle, Bursaspor tarihinin en zor günlerine maddi açıdan Bursaspor'un en güçlü yönetimi olarak geldiler. Önlerindeki en temel konu tahta meselesi ki onun da öyle veya böyle açılacağını sağır sultan dahi duydu artık.

Tahta benim nazarımda parayı bastıktan sonra açabildiğin bir konu olduğu için basit. Neden basit diyorum çünkü önemli olan ve yetkinlik gerektiren kısım tahtayı açtıktan sonra nasıl hareket edeceğimiz kısmı. Bu insanlar bu paralara kefil oldular ya da bir şekilde kendi ceplerinden bu işi halledecekler. Bu muazzam derecede saygı duyulması gereken bir durum. Fakat geçmişteki örneklerle hareket edeceksek o tahtanın açılmasının bir anlamı kalmayacak.

Parayı buldular ve buluyorlar bunu alkışlıyorum. Futbolu yani sportif kanadı nasıl götürecekler orası önemli. Orası problemli giderse kimse verdikleri 200 Milyon veya daha fazlası için onlara iltimas sağlamaz. Futbolu doğru idare edemezseniz verdiğiniz harcadığınız yarattığınız hiçbir kaynağın anlamı kalmaz.

Teknik direktör için adı geçenler arasında sadece Çağdaş Çavuş ismi benim adıma doğru bir profil. Çünkü hem Alanya Kestel hem de Kepez'de yaptıkları ortada. Alanya Kestel döneminde şanssız bir trafik kazası yaşamasalar muhtemelen orada da üst lige çıkarmış olacaktı takımını Çağdaş hoca. Diğer söylemleri maalesef ucuz popülizm olarak görüyorum ve tehlikeli buluyorum.

Biz Bursaspor'uz evet. Herşeyin en iyisini en güzelini hak ediyoruz evet. Fakat biz bir durum güncellemesi yapmak zorundayız. Artık 3.Lig'teki bir Bursaspor'uz ve son kurşunumuzu atıyoruz. Buraların gerçeğine göre hareket etmezsek, popüler hocalar ya da popüler futbolcu isimleri üzerinden bu işleri hallederiz diye düşünürsek kendi "selamızı" kendimiz okumuş oluruz. 

Bursaspor şampiyonluktan sonra hiçbir zaman sportif anlamda doğru yönetilmedi. Şu anki yönetimin zorunluluklarından biri de futbol şubesini doğru yönetmek ve en az 3 senelik bir planla bu işe başlamak. Taraftara da düşen oyuncu isimleri basına düştüğünde burun kıvırmadan sabırla beklemek olacak. Tekrar söylüyorum Biz Bursaspor'uz evet ama 3.Lig'e düşmüş bir Bursasporuz. Bu gerçeğe göre hareket etmeliyiz. Aksi halde olacaklar düşünmek dahi istemiyorum.

Tahta açılır. Peki ya sonra? Sonrası ehil ellerde kurgulanmazsa Bursaspor'u tarihe gömeriz.

Sevgili Enbiya Topal'a, yönetimin oluşumu ve bu zamana kadarki tüm organizasyon için binlerce kez teşekkürler ama artık daha zor görev onları bekliyor. 

Planlama. Stratejik Planlama.