Ramazan ayını sağlıklı geçirmemiz, enerjimizi düşürmememiz, vücut direncimizi kırmamamız için tükettiğimiz besinler bu ay çok büyük önem taşımaktadır. Değişen beslenme düzeni ve uzun açlıkların yaşandığı bu dönemde dengeli ve mevsiminden beslenmeye özen gösterilmeli ve şu öneriler dikkate alınmalıdır:

Sahur öğünü mutlaka yapılmalı

Sahur yapılmaması durumunda 14 saat olan açlık süresi, 18-20 saate kadar çıkabiliyor. Bu da kan şekerinin erken saatlerde düşmesine böylelikle günün verimsizleşmesine yol açıyor. Sahurda daha çok kahvaltılık ürünler ve daha uzun tokluk sağlayacak yumurta ve tam tahıllı ekmekler tercih edilmelidir ya da çorba, sebze yemekleri, nohut, bulgur pilavı gibi uzun süreli tokluk sağlayacak yemekler seçilmeli, ağır yemekler tercih edilmemelidir. Bu yemeklerin de aşırı tuzlu ya da yağlı olmamasına özen gösterilmelidir.

İftara hafif bir yemekle başlanıp 10-15 dakika ara verilmeli…

Bu kadar uzun açlıklardan sonra sindirimi başlatmak için iftara çorba ya da sebze yemeği gibi hafif yemeklerle başlanmalı ve 10-15 dakika ara verildikten sonra ana yemeğe geçilmelidir. Böylelikle yemekten sonra oluşabilecek hazımsızlığı da ortadan kaldırmış oluruz.

İftarda ve sahurda rafine ürünler tüketilmemeli, kavurma ve kızartma gibi pişirme teknikleri tercih edilmemeli

Pirinç pilavı, beyaz ekmek, kızartılmış hamurla kan şekerini hızla yükseltip indirir bu da kısa sürede acıkmaya yol açacağı için tercih edilmemelidir. Bunların yerine bulur pilavı, tam buğday ekmekler, kepekli makarnalar tüketilmeli ve haşlama, ızgara, fırında gibi pişirme teknikleri tercih edilmelidir.

İftarda ve sahurda çiğ kuruyemişlerden destek alınmalı

Uzun süre tok kalmanızı sağlamak için ceviz, badem, fındık gibi kavrulmamış kuruyemişleri iftarda, sahurda ya da iftar sonrası tüketmeyi ihmal etmeyin.

İftarda sütlü tatlılar, meyveden yapılan tatlılar ya da meyve kompostoları tercih edilmeli

İlk tercihimizi meyvelerden yapılan tatlılardan, meyve kompostosundan ya da hoşaftan yaparsak hem bu dönemde azalan meyve tüketimimizi arttırmış oluruz hem de içeriğindeki lif ile sindirimimizi desteklemiş oluruz. Sonrasında ramazana özgü olan güllaç tatlısı gibi sütlü tatlıları tercih edebiliriz.

Su içmeyi ihmal etmeyin

İftardan sahura kadar olan sürede su içme ihtiyacı hissedilmese bile mutlaka ara ara su içilmelidir. Kış aylarında azalan su tüketimi, ramazan ayı ile daha da azalmakta, bu yüzden su tüketim kesinlikle atlanmamalıdır.

İftar sonrası kısa yürüyüşler yapılmalı

İftardan bir saat sonra yapılan yarım saat / kırk beş dakikalık yürüyüş ile sindirime yardımcı olursunuz ve metabolizmanın yavaşlamasını önlemiş olursunuz.

Sağlıklı günler, hayırlı ramazanlar dilerim…